16. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/3664 Karar No: 2017/8222 Karar Tarihi: 29.11.2017
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2017/3664 Esas 2017/8222 Karar Sayılı İlamı
16. Hukuk Dairesi 2017/3664 E. , 2017/8222 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Uygulama kadastrosu sırasında ... Mahallesi çalışma alanında bulunan ve tapuda davacı ... ve müşterekleri adına kayıtlı bulunan eski 1078 parsel sayılı 4.160,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 20475 ada 22 parsel numarasıyla ve 3.954,67 metrekare yüzölçümlü olarak; davalı ... adına tapuda kayıtlı bulunan eski 1870 parsel sayılı 2.262,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 20475 ada 16 parsel numarasıyla ve 2.239,17 metrekare yüzölçümlü, eski 1871 parsel sayılı 2.017,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 20475 ada 14 parsel numarasıyla ve 2.017,24 metrekare yüzölçümlü olarak tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ... ve müşterekleri, uygulama kadastrosu sırasında kendilerine ait taşınmazın sınırının yanlış belirlendiği ve yanlışlığın davalıya ait 20475 ada 14 ve 16 parsel sayılı taşınmazdan kaynaklandığı iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, 3402 sayılı Yasa"nın 22/a maddesi uyarınca yapılacak işlemlerde öncelikle idari başvuru yolunun tüketilmesi gerektiği halde Kadastro Müdürlüğüne başvuru yapılmaksızın dava açıldığı gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmiş ise de; varılan sonuç usul ve yasaya uygun düşmemektedir. Davacılar, kendilerine ait eski 1078 (yeni 20475 ada 22 parsel) parsel sayılı taşınmazın sınırının 2010 yılında yapılan uygulama kadastrosu sırasında yanlış belirlendiği iddiasına dayanarak dava açmış olduklarına göre, dava; 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 22/a maddesi uyarınca yapılan ve askı ilan süresinde dava açılmamakla kesinleşen uygulama kadastrosu tespitine itiraza ilişkindir. Bu nitelikteki davalar, Kadastro Müdürlüğüne başvuru yapılmasına gerek olmaksızın, 3402 sayılı Yasa"nın 11. maddesinde sözü edilen askı ilan süresi içinde Kadastro Mahkemesine açılabileceği gibi, askı ilan süresi içinde itiraz edilmemesi nedeniyle tutanakların kesinleşmesi halinde, genel mahkemelerde de açılabilir. Hal böyle olunca, mahkemece, işin esasına girilip yöntemince inceleme ve araştırma yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve yasaya aykırı bulunan hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 29.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.