3. Hukuk Dairesi 2021/5558 E. , 2021/9084 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında birleştirilerek görülen istirdat davalarının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, konusuz kalan davalar hakkında karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı ana kampüs ihtiyacı için 30/04/2013-30/06/2014 tarihleri arasında davalıdan elektrik enerjisi satın alındığını, davalının satın alınan elektrik enerjisi ile ilgili düzenlediği faturalarla fiili elektrik tüketimi ve kanunen tahsili mümkün diğer kalemler dışında perakende satış hizmet bedeli, sayaç okuma bedeli, iletim bedeli ve dağıtım bedeli adı altında bedelleri tahsil ettiğini, söz konusu bedellerin tahsilinin usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek; toplam 208.636,09 TL"nin ödeme tarihinden itibaren işleyen faizi ile birlikte davalıdan istirdadını talep etmiştir.
Davacı, birleşen davada; aynı dönemde davalının satın alınan elektrik enerjisi ile ilgili düzenlediği faturalarla fiili elektrik tüketimi ve kanunen tahsili mümkün diğer kalemler dışında kayıp-kaçak bedeli adı altında bedelleri tahsil ettiğini, ileri sürerek; toplam 271.922,46 TL"nin ödeme tarihinden itibaren işleyen faizi ile birlikte davalıdan istirdadını talep etmiştir.
Davalı, davaların reddini istemiştir.
Mahkemece; asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile 271.922 TL"nın dava tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline dair verilen karar, tarafların temyizi üzerine Dairece verilen 28/09/2017 tarihli ve 2016/1805 E. 2017/12908 K. sayılı kararla; karar tarihinden sonra yürürlüğe girmiş bulunan ve dava konusu yapılan bedeller ile ilgili olarak halen devam eden davalarda da uygulanması gereken hükümler içeren 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu"nun 17., geçici 19. ile 20. maddelerinin, somut
olaya etkisinin bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur.
Mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu sonucunda; bozma öncesi yaptırılan bilirkişi incelemesi ile bozma sonrası yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen ek rapor içeriği ve 6446 sayılı Kanun hükümleri de nazara alındığında, iadesi talep edilen tutarların 6446 sayılı Kanun kapsamında talep edilebilecek alacaklardan olduğu anlaşılmakla, davacının işbu dava dosyasından istirdadını talep ettiği alacaklar yönünden istemin yerinde olmadığı, ancak birleşen dava dosyası yönünden talebin kabulü gerektiğinden bahisle; asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile 271.922 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline dair verilen karar, tarafların temyizi üzerine Dairece verilen 16/02/2021 tarihli ve 2020/11798 E. 2021/1502 K. sayılı kararla tarafların sair temyiz itirazları reddedildikten sonra dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı yeni yasa nedeni ile konusuz kalan asıl ve birleşen dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı yönünde hüküm kurulması gerekirken, asıl davanın reddine birleşen davanın kabulüne karar verildiği, dava açıldıktan sonra hasıl olan yasa değişikliği nedeniyle, davacının dava açmasında haksız sayılamayacağı cihetle; asıl ve birleşen davada, davacı yararına maktu vekalet ücreti takdir edilmesi ve yapmış olduğu diğer yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline dair hüküm kurulması gerektiği gerekçeleriyle bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, (davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, davalı lehine AAÜT gereğince takdir edilen 23.054,53 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine) birleşen davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına (davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, davalı lehine AAÜT gereğince takdir edilen 27.484,57 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine) karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, bozmaya uyularak birleştirilen davaların konusuz kaldığına karar verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Kural olarak bozma kararına uyulmakla bozma kararında belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına kazanılmış hak, aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda yerel mahkeme için zorunluluk doğar.
Belirtilmelidir ki; bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09/05/1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).
Bu ilke kamu düzeni ile ilgili olup, Yargıtay"ca kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Hakimin değişmesi dahi açıklanan bu hukuki ilkeye etki yapamaz.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında; mahkemece bozmaya uyularak yargılama yapılmış ise de, bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Zira, mahkemece bozma gereğince asıl ve birleşen davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise
de, davacı yararına yargılama giderlerine ve bu giderlere dahil olan maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, davalı yararına nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi, yine yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmiş olması, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nın 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/09/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.