Taraflar arasında görülen maddi tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalılardan...... Statoil Gaz Top.A.Ş. Vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dilekçesinde; davalılardan ..... Otel"de diğer davalının LPG dolumu yaptığı sırada patlama meydana geldiği, davacı şirket yetkilisinin aracının ağır hasar gördüğünü, hasar bedelinin sigortaca ödendiğini belirterek, aracın orijinalliğini yitirmesinden dolayı değer kaybı nedeniyle 5.500 TL zararın davalılardan tahsilini talep etmiştir. Davalı (...... Otel) vekili cevabında, kusurlarının bulunmadığını, diğer davalının sorumlu olduğunu belirterek, davanın reddini dilemiştir. Davalı (..... Statoil A.Ş.) vekili cevabında, Asliye Ceza Mahkemesi dosyasının sonucunun beklenmesini, yeterli tedbir almayan diğer davalının kusurlu olduğunu belirterek, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 3.300 TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsiline karar verilmiştir. Hükmü, davalı...... Statoil A.Ş. vekili temyiz etmektedir. Mahkemece; araçta meydana gelen değer kaybına ilişkin rapor alınmıştır. Patlama olayında sorumluluğu olanların belirlenmesine dair ise, Asliye Ceza Mahkemesince alınan 3.raporda davalı şirket sorumlularının tam kusurlu olduğunun tespit edildiği belirtilerek, bu rapor doğrultusunda hüküm kurulmuştur. Kural olarak, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 74.maddesi ve 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 53.maddesi gereği hukuk hakimi, ceza mahkemesinin kesinleşmiş kararları karşısında esas bakımından bağımsız kılınmış ise de hukuk hakiminin bu bağımsızlığı sınırsız olmayıp öğretide ve yerleşik Yargıtay içtihatlarında, ceza hakiminin tespit ettiği maddi olaylarla ve özellikle “fiilin hukuka aykırılığı” konusu ile hukuk hakiminin tamamen bağlı olacağı kabul edilmekte olup, maddi olayları ve yasak eylemleri saptayan ceza mahkemesi kararı, taraflar yönünden kesin delil niteliği taşıyacaktır. Her ne kadar hukuk mahkemesi, ceza mahkemesinin kararı ile bağlı değil ise de; somut olayda ceza yargılamasında yapılacak kusur incelemesinin ve yargılama sonucunda verilecek kararın eldeki davayı etkilemesi söz konusudur. Somut olayla ilgili olarak; davalı çalışanları hakkında “genel güvenliği taksirle tehlikeye sokma ve taksirle ölüme neden olma" suçundan ceza davası açıldığı ve davanın derdest olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, bahsi geçen ceza dosyasının bu davanın sonucuna olabilecek etkisi gözetilmeden anılan ceza davasının sonucunun bu dava için bekletici mesele yapılması gerekirken, eksik incelemeye dayanılarak hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.