10. Ceza Dairesi Esas No: 2016/1098 Karar No: 2016/1424 Karar Tarihi: 02.05.2016
Zincirleme şekilde uyuşturucu madde ticareti yapma - Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2016/1098 Esas 2016/1424 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, suçlamaların örgüt faaliyeti çerçevesinde işlendiğine dair bir iddianın olmaması nedeniyle gizli soruşturmacının görevlendirilmesinin kanuna aykırı olduğunu belirtmiştir. Ancak, gizli soruşturmacı \"kimliğini gizleyen adli kolluk görevlisi\" statüsünde ise, delil toplama işlemleri hukuka uygundur. Delil toplama işlemlerinde kimliklerinin gizlenmesi nedeniyle tanık olarak dinlenen kolluk görevlilerinin yayınlanması gerektiği belirtilmiştir. Mahkeme, bu nedenle hükmü bozmuştur. Kanun maddeleri TCK'nın 220. maddesi ve CMK'nın 139. maddesidir.
10. Ceza Dairesi 2016/1098 E. , 2016/1424 K.
"İçtihat Metni"
Mahkeme : Ağır Ceza Mahkemesi Suç : Zincirleme şekilde uyuşturucu madde ticareti yapma Hüküm : Uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkûmiyet
Dosya incelendi. GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Gizli soruşturmacının ancak TCK"nın 220. maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan "örgüt kurma" ve "örgütü yönetme" suçları ile örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmiş olması şartıyla CMK"nın 139. maddesinde sınırlı olarak sayılan diğer suçlar için görevlendirilebilir. Bunlar dışındaki suçlar nedeniyle görevlendirilen gizli soruşturmacı "adlî kolluk görevlisi değil ise" topladığı deliller hukuka aykırıdır. Somut olayda örgüt olmadığı gibi, suçun örgüt faaliyeti çerçevesinde işlendiğine ilişkin bir iddia da bulunmamaktadır. Bu nedenle gizli soruşturmacı görevlendirilmesine ilişkin karar kanuna aykırıdır. Gizli soruşturmacı olarak görevlendirilen kişi "adli kolluk görevlisi ise" hukuki statüsü gizli soruşturmacı olmayıp "kimliğini gizleyen adli kolluk görevlisidir" ve kollukla ilgili kanunlar ile CMK"daki hükümlerde yer alan genel yetkisi ve görevi kapsamında olmak üzere, Cumhuriyet savcısının sözlü veya yazılı emirleri doğrultusunda delil toplayabileceğinden, bu nitelikte topladığı deliller hukuka uygundur. Sanığın aleyhine olan tutanakları kabul etmediğini söylemesi ve savunmaları dikkate alınarak; 01.09.2014 ve 30.09.2014 tarihli suçlara ilişkin tutanakları düzenleyen adlî kolluk görevlilerinin diğer tanıklar gibi kimlikleri gizlenmeden ve sanık ile müdafiine soru sorma olanağı da tanınarak tanık olarak dinlenmeleri, sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, kimlikleri gizlenerek ve sanık ile müdafiine soru sorma hakkı tanınmadan hüküm kurulması, Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, tutuklama koşullarında bir değişiklik bulunmadığı dikkate alınarak sanık müdafiinin salıverme talebinin reddine, 02.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.