10. Hukuk Dairesi 2017/24 E. , 2017/1534 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, malullük aylığı tahsisi istemine ilişkindir.
Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı Kurum vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davanın yasal dayanağı 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 25 ve devamı maddeleridir.
Mahkemece, anılan yasal düzenlemeler kapsamında davacının malullük aylığına hak kazandığının tespitinde bir isabetsizlik yok ise de, 5510 sayılı Kanunun 27. maddesinin 2. fıkrasının “Malûllük aylığı, …b) Malûl sayılmasına esas tutulan rapor tarihi yazılı istek tarihinden sonra ise rapor tarihini, … takip eden ay başından itibaren başlar.” hükmü gözetilerek davacıya rapor tarihini takip eden ay başından itibaren malullük aylığı tahsisine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
3-Yargılama giderleri (hüküm tarihinde yürürlükte bulunan) 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 323. maddesinde sayılarak, (ğ) bendinde vekâlet ücretine de yer verilmiştir.29.05.1957 gün ve 4/16 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtildiği üzere, karşı tarafa yüklenmesi gereken ve yargılama giderlerinden olan vekâlet ücretine, diğer yargılama giderlerinde olduğu gibi mahkemece kendiliğinden (resen) hükmedilmesi gerekir.
Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir (HMK m. 326/I). Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır(HMK m. 326/2).Hukuk Muhakemeleri Kanununun 326. maddesinde tarafların kusuru değil, davada haklı çıkma oranları göz önünde tutulmuştur.
Eldeki davada; davacının dava dilekçesinde açıkça 28.11.2012 tarihinden itibaren malullük aylığı tahsisini istediği, Mahkemece, davacıya 28.03.2013 tarihinden itibaren malullük aylığı tahsisine karar verildiği halde, dava dilekçesindeki talebe göre kısmen haklı çıktığı belirgin olan davalı Kurum lehine, avukatla temsil edildiğinden, karar tarihi itibariyle yürürlükte olan tarife uyarınca vekalet ücretine karar verilmesi ve davalı Kurumun kabul ret oranına göre yargılama gideri ile sorumlu tutulması gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesi delaletiyle, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Hüküm fıkrasının 1. Bendinin silinerek yerine “1-Davanın kısmen kabulü ile davacıya 01.04.2013 tarihinden itibaren malullük aylığı bağlanmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine,” sözcüklerinin yazılmasına, yargılama giderinin düzenlendiği 3. Bendin silinerek yerine “Davacı tarafça yapılan toplam 130,30 TL yargılama giderinden kabul ret oranına göre takdiren 65,15 TL.sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,” sözcüklerinin yazılmasına, vekalet ücretinin düzenlendiği 4. bendin devamına “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 1800,00 TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalı Kuruma verilmesine,” sözcüklerinin eklenmesine ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 27.02.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.