11. Hukuk Dairesi 2016/18 E. , 2016/4746 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 24/03/2015 tarih ve 2012/283-2015/100 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, ..."ın eski sahibi ... ..."in müvekkiline bir zarf verdiğini, bundan 3 gün sonra sahibi olduğu bankayı 1 milyar USD"den fazla zarara uğrattığı iddiasıyla yurt dışına çıkmaya çalışırken tutuklandığını, müvekkilinin kendine bırakılan zarfı açtığını, zarfta, ..."in yurt dışına kaçırdığı paraları sakladığı gizli banka hesaplarına ve buradaki off shore şirketlerinin listesine dair toplam 117 sayfadan oluşan 22 adet orijinal ıslak imzalı belgeyi ... ... vekili ..."a, ... gazeteci yazar ... ve .... ekibinden ... huzurunda kayda alınan program çekiminde teslim ettiğini, bunun da tutanak altına alındığını, bu tutanakta davalı tarafından, ihbara dayalı olarak tahsilat yapılması halinde, müvekkiline, kurul tarafından çıkarılacak yönetmelikte belirtilen bedel kadar ikramiye verileceğinin kabul ve taahhüt edildiğini, akabinde müvekkilinin ihbarı ve teslim ettiği belgelere dayalı olarak, 29/02/2012 tarihinde 22 milyon USD tahsilat yapıldığını, önceleri ikramiye ödemesi için tahsilat yapılmasını beklediğini söyleyen davalının sonradan, Bankacılık Kanunu"nda değişiklik gerektiği vb. bahanelerle ikramiye yönetmeliğini çıkarmasının mümkün olmadığını, 1905 sayılı Genel İkramiye Kanunu"nun da kendilerini bağlamadığını, dolayısıyla herhangi bir ikramiye ödemesi yapılmayacağının beyan ettiğini, müvekkilinin ihbarı olmasaydı davalının tutanakta yazan bilgi ve belgelere sahip olmasının mümkün olmayacağını, hesaplardaki paranın hazineye geçemeyeceğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1905 sayılı Kanun"a göre oluşmuş ikramiye alacağının tespit edilerek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında ıslah dilekçesi ibraz ederek, 1.000,00 TL harç değerli açılan dava, 2.163.782,57 USD"nin tahsil tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faiz ve diğer alacaklar için de dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsilini talep ettiklerini beyan etmiştir.
Davalı vekili, görev itirazı ve zamanaşımı def"inde bulunmuş, müvekkilinin Bankacılık Kanunu"na tabi olup, yasalar kapsamında işlem tesis ettiğini, Bankacılık Kanunu, ilgili yönetmelik veya diğer alt düzenlemelerde müvekkili kurumun "ihbar tazminatı" ve/veya "ihbar ikramiyesi" adı altında herhangi bir yükümlülüğü bulunmadığını, müvekkili tarafından .... hakim ortağı ... ..."den olan alacaklarının tahsili amacıyla .... Asliye Ticaret Mahkemesi"nde dava açılıp, yargılama sonucunda 20/11/2001 tarih, 2001/1461 sayılı kararla 30 milyon USD"nin tahsiline hükmedildiğini ve borçlu hakkında hukuki süreç başlatıldığını, "mülkiyet davası" ve "tenfiz davası" olmak üzere iki dava açıldığını ve davaların birleştirilip ... Asliye Ticaret Mahkemesi"nde kararın tenfizine karar verildiğini, mahkeme kararından sonra şahsi iflasına hükmedilen ... ..."e ait ..."nda bulunan gizli hesaplara ilişkin belgelerin davacı tarafından 06/09/2005 tarihli tutanakla kurumlarına teslim edildiğini, yurt dışına kaçırılan paraların tahsili için yurt dışında açılan davalarda verilen hükümler gereği işlemler tesis edildiğini, davaları takip eden avukat paralarının emanet hesaplarından ödendiğini, sonuç olarak müflis ... ... hesabına 21.637.825,74 USD transfer edildiğini, 06/09/2005 tarihli tutanakta "fon kurulu tarafından kabul görmesi halinde" ihbar ikramiyesi ödemesi yapılabileceği düzenlenmiş olup, yasal düzenlenme olmadığından ödeme yapılamadığını, davacının talebinin mevcut kanuni düzenlemeye göre bu konuda idari bir karar alma yetkisi bulunmayan fon kuruluna götürülmesinin de yasal olarak mümkün olmadığını savunarak, davanın usul ve esastan reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davalı fonun taahhüdün özel hukuk bakımından değerlendirilmesi gerektiğinden yargı yolu bakımından görev itirazının yerinde bulunmadığı, tutanak ve dava tarihi itibarıyla 10 yıl olarak kabul edilmesi gereken zamanaşımının da dolmadığı ancak, davalı kurumun yasa, genelge ve yönetmeliklere göre hareket etmesi gerektiği, 06/09/2005 tarihli taahhütte yasal düzenleme yapıldığı takdirde ödül verileceği konusunda düzenleme bulunduğu, yani ödül vaadinin şartlı olduğu, bu şartın gerçekleşmediği, davalı fonun tahsilat sağlanması halinde ödül verebileceği konusunda yasal düzenleme gerçekleştirilmediği, bu nedenle davalının ödül talebini reddetmesinin yerinde olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 01,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 27/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.