1. Hukuk Dairesi 2015/5423 E. , 2017/6783 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, çekişme konusu 130 ada, 17 parsel, 31 ada, 4 ve 5 parsel,78 ada, 46 ve 47 parsel, 151 ada, 41, 45, 46 parsel, 80 ada, 37, 87 ada, 32 ve 86 ada, 33 parsel sayılı taşınmazlarda mirasbırakanları ..., ..., kardeşleri ..."den miras yoluyla intikal eden 1/6"şar payda elbirliği halinde malik olduklarını, miras yoluyla intikal eden taşınmazlardaki elbirliği mülkiyetinin müşterek mülkiyete dönüştürülmesi konusunda anlaştıklarını, gerek tapuda intikal yapılması gerekse müşterek mülkiyete dönüştürülmesi amacıyla davaya konu taşınmazlarda paydaş olan davalı ..."e vekâletname vermeyi amaçladıklarını, okuma yazma bilmemelerinden ve bilgisizliklerinden yararlanılarak satış yetkisi içeren vekaletname aldığını, intikal işlemi adı altında satış gibi muamele yaptığını ve tüm taşınmazlardaki hisseleri kendi adına tescilini sağladığını, vekil kılınan ... ile kardeş olduklarını, tapuda gösterilen satış değerinin çok düşük olduğunu, gerçek satış işlemi bulunmadığını, kız çocuklarını miras hakkından yoksun bırakmayı amaçladıklarını, temlik işlemlerinin gerçek iradelerinin yansıtmadığını, davalının alım gücü bulunmadığını ileri sürerek tapu kayıtlarının miras payları oranında iptal ve adlarına tesciline karar verilmesini istemişler, yargılama sırasında davalının ölümü üzerine davayı mirasçılarına yöneltmişlerdir.
Davalı ..., pay temlikinin davacıların iradelerine uygun olarak gerçekleştirildiğini, her iki davacıya da satışın olduğu gün elden ödeme yaptığını, daha sonra çocuklarının baskısı ile eldeki davayı açtıklarını belirterek davanın reddini savunmuş, dahili davalılar da temliki işlemin vekaletnameye uygun olarak yapıldığını belirtmişlerdir.
Mahkemece, davacılardan ..."un noter kanalıyla satış yetkisini içerir vekaletname düzenlediği, diğer davacı ..."nin ise temliki işleme bizzat katıldığı, iradelerinin fesada uğratıldığının kanıtlanamadığı, ... ilçesinde kız çocuklarının babalarından kalan taşınmazları bedelsiz yada cüzi bedellerle erkek kardeşlerine devretmesi şeklinde yerleşmiş ekonomik temelli sosyokültürel bir olgunun varolduğu gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar Dairece; “davacılardan akde bizzat katılan ..."nin okuma-yazma bilmediği, davacı tanığı olarak dinlenen..."ın 07/04/2011 tarihli celsedeki beyanında "..."da ikamet ettiğini, kardeşi ..."nin kendisini arayarak ..."ın tapuda intikal yapmak üzere vekâlet istediğini, fakat hasta olduğu için tapuya gidemediğini, bunun üzerine eve getirdiği evrakları imzaladığını, satış iradesi olmadığını, ..."ye bedel ödemediğini ve kandırıldığını, ..."ın ..."a kadar gittiğini, tapuda intikal yapmak üzere vekâlet istediğini, kendisine güvenmediği için vekâlet vermediğini, dolayısıyla halen taşınmazda paydaş olduğunu" ifade ettiği, davalı ..."ün 05/05/2011 tarihli celsedeki beyanında "....tapudaki işlem sonunda her biri için 5.500,00–TL ödediği" beyanında bulunduğu, gerek beyan edilen gerekse akitte gösterilen değer ile keşfen belirlenen değer arasında fahiş fark olduğu, öteyandan davacı ..."in şehir dışında yaşadığı, akde bizzat katılmayıp vekaleten temsil edildiği halde tapudaki işlem sonunda parayı elden verdiği ifadesinin çelişkili olduğu gözetildiğinde okuma yazması olmayan satış iradesi taşımayan davacı ..."nin payının hile ile edinildiği, diğer davacı ... bakımından ise; temliki öğrenir öğrenmez dava dışı vekili azlettiği, vekil kılınan ..."ın paydaşlardan ..."nin oğlu olduğu ve ..."nin ölümcül hasta olduğu, onun ölümü halinde intikallerin daha da güç olacağı düşüncesiyle intikal yapılması amacıyla vekaletname verdiği, dolayısıyla hile ile elinden vekâlet alınarak satış iradesi olmadığı halde payların bedelsiz temlikinin sağlandığı dosya kapsamıyla sabittir.
Anılan bu olgular yukarıda değinilen ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde davaya konu temliki işlemin davacı ... bakımından hile, diğer davacı ... bakımından ise vekâlet görevinin kötüye kullanılması suretiyle temlikin gerçekleştirildiği açıktır.
Hal böyle olunca, davanın kabulü gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş” olmasının doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı ... Mirasçıları vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davalı ... mirasçılarının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddi ile usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 655.40.-TL. bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, 27.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.