Esas No: 2021/16065
Karar No: 2022/11871
Karar Tarihi: 19.09.2022
Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2021/16065 Esas 2022/11871 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, bir çocuk hakkında nitelikli hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından mahkumiyet hükümleri vermiştir. Mala zarar verme suçuna yönelik temyiz istemine bakılırken, adli para cezasının miktarı bakımından kanunun belirlediği üst sınırın aşmadığı ve bu nedenle temyiz kabiliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir. Konut dokunulmazlığının ihlali suçuna yönelik temyiz isteminde ise, suçun gece vakti işlenmediği belirlendiğinden, asli dava zamanaşımı süresinin geçmiş olması nedeniyle suçun düşmesine karar verilmiştir. Nitelikli hırsızlık suçuna yönelik temyiz istemi sırasında ise, verilen cezanın alt sınırdan uzaklaşıldığı gerekçesiyle kararın bozulması gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, cezasının ertelenmesine karar verilen çocuk hakkında belirlenmesi gereken denetim süresinin belirlenmediği veya ceza süresinden az olduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle, hüküm çerçevesinde düzeltme yapılıp onanmıştır. Kararda belirtilen kanun maddeleri şunlardır:
- 6217 sayılı Kanunun 26. maddesi
- 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun geçici 2. maddesi
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi
SUÇLAR : Nitelikli hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
I-Suça sürüklenen çocuk hakkında mala zarar verme suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Suça sürüklenen çocuk hakkında hükmolunan doğrudan adli para cezalarının miktarı bakımından, 14/04/2011 tarihli ve 27905 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanunun 26. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun geçici 2. maddesinin 1. fıkrası uyarınca üç bin liraya kadar olan mahkumiyet hükümlerinin kesin nitelikte olması ve temyiz kabiliyetinin de bulunmaması nedeniyle, suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz isteminin CMUK'un 317. maddesi gereğince tebliğnameye aykırı olarak REDDİNE,
II-Suça sürüklenen çocuk hakkında konut dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Müştekinin 09.12.2014 günü saat 11:30’da evden ayrılıp ertesi gün saat 03:00’te eve geldiğinde hırsızlık eylemini fark ettiği gözetildiğinde; nitelikli hırsızlık suçunun, 11:30-03:00 saatleri arasında bilinmeyen zaman diliminde gerçekleştiği anlaşılmakla, suçun gece vakti işlenmediği belirlenerek yapılan incelemede,
Suça sürüklenen çocuğa yüklenen ve 5237 sayılı TCK’nın 116/1, 119/1-c, 31/2. maddelerinde düzenlenen konut dokunulmazlığının ihlali suçunun gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırına göre, aynı Yasanın 66/1-e, 66/2. maddelerinde öngörülen 4 yıllık asli dava zamanaşımı süresinin, karar tarihi olan 30.06.2016 gününden incelemenin yapıldığı tarihe kadar geçmiş bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz istemi bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK'un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca suça sürüklenen çocuk hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
III-Suça sürüklenen çocuk hakkında nitelikli hırsızlık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince;
Hırsızlık suçuna konu tabanca, 1 adet laptop bilgisayar, 1 adet tablet bilgisayar ve 3 adet çeyrek altının önem ve değeri, meydana gelen zararın ağırlığı dikkate alınarak TCK'nın 61. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken alt sınırdan uzaklaşılması gerektiğinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre; suçun, suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede, eleştiri dışında, usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
5237 sayılı Yasanın 51. maddesiyle, ceza infaz kurumu haline getirilip, sadece hapis cezasıyla sınırlı olarak kabul edilen ertelemede, maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkemece bir denetim süresinin belirlenmesi zorunlu olup, bu sürenin belirlenmemesi veya eksik belirlenmesi, denetim süresi, ertelemenin yasal sonucu olduğundan, aleyhe bozma yasağı kapsamında değerlendirilemeyecek, yine fıkrada mahkûm olunan hapis cezası süresinden az olmamak hususu da, hükmedilen bir yıldan fazla mahkûmiyetler için söz konusu olup, hapis cezası bir yıldan az olsa da denetim süresi hiçbir ahvalde bir yıldan az olamayacaktır.
Bu bağlamda; cezasının ertelenmesine karar verilen suça sürüklenen çocuk hakkında, mahkum olduğu 2 yıl 1 ay ceza süresinden az olmamak üzere bir denetim süresi belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz istemi bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak hükümden, “Suça sürüklenen çocuk hakkında TCK 51/3 maddesi gereğince 1 yıllık denetim süresi belirlenmesine” ilişkin kısmı çıkarılarak, yerine “5237 sayılı TCK'nın 51/3. maddesi uyarınca suça sürüklenen çocuğun bir yükümlülük belirlenmeksizin 2 yıl 1 ay süre ile denetime tabi tutulmasına" cümlesi eklenmek suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 19/09/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.