15. Hukuk Dairesi 2016/5219 E. , 2018/284 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, davalı vekili tarafından duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacılar vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ... geldi. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, sözleşme uyarınca verilen teminat senedinden borçlu olmadığının tespitine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen hüküm, taraf vekillerince temyiz olunmuştur.
Davacılar vekili, müvekkillerinin deri fabrikası bulunduğunu ve fason olarak deri işlediklerini, öz dayıları olan davalının toplamda 5590 adet pikle ... erkek derisinin işlemek üzere davacı ..."a 07.01.2014 tarihinde teslim edildiğini, söz konusu derinin teslimi sırasında isteği üzerine davaya konu senedin verildiğini ve buna ilişkin aynı tarihli bir sözleşme düzenlendiğini, davalıdan teslim alınan derilerin çeşitli işlemlere tabi tutulduğunu, deri piyasasında yaşanan olumsuzluklar nedeni ile deri fiyatlarının düştüğünü ve talebin azaldığını, davalının talimatı ile deri işleme işini durdurduklarını, bu aşamaya kadar işlenen 970 deriyi satışa hazır, kalan 4620 deriyi de yarı mamul hale getirdiklerini, bu işlemler için 20.000 USD civarında harcama yaptıklarını, davalının kalan derileri de teslim almadığını, davalıya Noter kanalıyla ihtarname keşide ettiğini, cevabi ihtarname de herhangi bir hukuki ilişki mevcut olmadığını ve derileri işlemek üzere teslim etmediği ve 5590 adet deriyi satım karşılığı kendisine teslim ettiğini bildirdiğini, davanın haksız olduğunu ileri sürerek, 72.700 USD bedelle senet nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili ise, taraflar arasında satış sözleşmesi ilişkisi mevcut olup, vade geldiğinde ücret alınacağını ve sözleşmede derilerin işlenmesine ilişkin hüküm bulunmadığı gibi, işlemleri durdurma talimatı da vermediğini davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece, taraflar arasındaki ticari ilişkiden dolayı verilen teminat senedi nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve şartları oluşmadığından icra inkâr tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasında 07.01.2014 tarihli imzası inkâr edilmeyen sözleşme ilişkisi kurulduğu uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık bu sözleşmenin niteliğinde ve sözleşme uyarınca verilen teminat senedinden dolayı davacıların borçlu olup olmadıkları konusunda toplanmaktadır.
Bir davada, maddi olayları açıklamak taraflara, hukuki tavsif ise hakime aittir. Davacı taraf sözleşme uyarınca kendisine teslim edilen derilerin bir kısmını işlediğini, bir kısmını da yarı mamul hale getirdiğini ve 07.01.2014 tarihli sözleşme uyarınca verilen teminat senedinden dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiş, mahkemece temel ilişkinin niteliği konusunda bir açıklama yapılmadan taraflar arasındaki ticari ilişkiden bahsedilerek menfi tespit yönünde karar verilmiştir. Davalı taraf verilen senedin satış sözleşmesi uyarınca düzenlendiğini ve satış bedeline karşılık verildiğini bildirmişse de, 07.01.2014 tarihli yazılı sözleşmede davacı ..."ya derilerin adi ortaklık ilişkisi sebebiyle verildiği, davacının derileri işleyerek satışa hazır hale getireceği ve satışa kadar tüm sorumluluğun davacı ..."a ait olacağı kararlaştırılmış ve bu sözleşme uyarınca da davaya konu teminat senedi verilmiştir. Davacılardan ... ile ... arasında imzalanıp, diğer davacı ..."ın da imzası bulunan sözleşme uyarınca verilen teminat senedinde her iki davacı da borçlu olarak yer almaktadır. Bu durumda davacılar ile davalı arasında imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan TBK"nın 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen “Adi Ortaklık” ilişkisi mevcut olup, mahkemece taraflar arasındaki uyumazlığın 07.01.2014 tarihli sözleşme ve bu sözleşmede hüküm bulunmayan hallerde TBK"nın 520 ve devamı maddelerinde düzenlenen hükümler çerçevesinde çözümlenmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın taraflar yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 31.01.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.