19. Ceza Dairesi 2019/29123 E. , 2021/798 K.
"İçtihat Metni"
Karşılıksız çek düzenleme suçundan sanık ..."ın, 5941 sayılı Çek Kanunu"nun 5/1 ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 52/2. maddeleri gereğince 107.557,47 Türk Lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair Mersin 4. İcra Ceza Mahkemesinin 26/09/2017 tarihli ve 2016/771 esas, 2017/776 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, infaz savcılığı tarafından 5941 sayılı Kanun"un 5/1. fıkra 2. cümlesinin Anayasa Mahkemesince iptal edilmesi üzerine oluşan tereddüdün giderilmesi talebi üzerine, cezanın infazının devamına ilişkin Mersin 4. İcra Ceza Mahkemesinin 14/08/2018 tarihli ve 2016/771 esas, 2017/776 sayılı ek kararı aleyhine, Adalet Bakanlığı"nın 19.04.2019 gün ve 2018-14870 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 06.05.2019 gün ve KYB. 2019/45510 sayılı ihbarnamesi ile dairemize gönderilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre;
1-) Mersin 4. İcra Ceza Mahkemesinin 26/09/2017 tarihli kararı yönünden yapılan incelemede; müşteki vekilinin 07/11/2016 tarihli şikayet dilekçesi ile sanık hakkında 23/06/2016 keşide tarihli, Türkiye Halkbankası Sanayi Sitesi/Mersin Şubesine ait 8512749 seri numaralı ve 90.000,00 bedelli, Türkiye Halkbankası Sanayi Sitesi/Mersin Şubesine ait 8512748 seri numaralı ve 90.000,00 bedelli ve Türkiye Halkbankası Sanayi Sitesi/Mersin Şubesine ait 8512747 seri numaralı ve 90.000,00 bedelli çekler hakkında anılan suçtan şikayetçi olması karşısında, Mahkemesince her bir çek yönünden karşılıksız kalan miktar üzerinden sanığın adli para cezası ile cezalandırılması gerektiği gözetilmeden yalnızca bir çek yönünden değerlendirme yapılarak sanığın mahkumiyetine karar verilmesinde,
2-) Mersin 4. İcra Ceza Mahkemesinin 14/08/2018 tarihli ek kararı yönünden yapılan incelemede; benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 19. Ceza Dairesinin 18/06/2018 tarihli ve 2018/3098 esas, 2018/7281 karar sayılı ilamında " 10/10/2017 tarihli ve 30206 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 26/07/2017 tarihli ve 2016/191 esas 2017/131 sayılı kararı ile 5941 sayılı Kanun"un 1. fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “çekin üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Kanuna göre ticarî işlerde temerrüt faizi oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile takip ve yargılama gideri toplamından” şeklindeki ibarenin iptal edilmiş olması karşısında, sanık hakkında bankanın sorumlu olduğu miktar düşüldükten sonra karşılıksız kalan çek bedelleri kadar adli para cezalarına hükmedilmesi gerekirken, çek bedellerinin karşılıksız kalan miktarları üzerine ticari temerrüt faizi, takip ve yargılama gideri toplamları da eklenmek suretiyle fazladan adli para cezasına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu" şeklinde belirtildiği üzere, sanık hakkında bankanın kanunen ödemekle yükümlü oldugu miktar düşüldükten sonra karşılıksız kalan çek bedeli kadar adli para cezasına hükmedilmesi gerektiği, somut olayda, şikayete konu çekin bankaya ibrazında ibraz edilen çek yaprağı için muhatap bankanın ödeme yapmakla yükümlü olduğu 1.290,00 Türk lirasını ödedikten sonra 88.710,00 Türk lirası karşılığının bulunmadığının çekin arka yüzüne şerh düşüldüğünün anlaşılması karşısında, Mahkemesince karşılıksız kalan kısım olan 88.710,00 Türk Lirası miktarı üzerinden sanığın adli para cezası ile cezalandırılması yerine 107.557,47 Türk Lirası adli para cezasına hükmedildiği anlaşıldığından, iptal edilen düzenleme dikkate alınarak sanık lehine bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde,
İsabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla,
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Sanığın 5941 sayılı Kanun"un 5/1. maddesi gereği adli para cezasıyla cezalandırılmasına dair mahkumiyet hükmünün usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, dolayısıyla kanun yararına bozma olağanüstü kanun yoluna gidilebileceği görülmekle;
Uyuşmazlığa konu olan 5941 sayılı Çek Kanununa aykırılık eyleminin, 6728 sayılı Kanunla bu kanunda yapılan esaslı değişikliklerin 09.08.2016 tarihinde yürürlüğe girmesine kadar idari (tedbir) yaptırım gerektiren bir eylem olduğu, suça konu çeklerin bankaya ibraz tarihlerine bakıldığında; 20.06.2016, 23.06.2016 ve 11.07.2016 tarihleri olduğunun anlaşıldığı, dolayısıyla sanığın karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet verme yönündeki eyleminin bu tarihlerde henüz suç düzenlenmediği,
Ancak kanun yararına bozma talebinde belirtilen hukuka aykırılık hallerinde; sanığın eyleminin suç oluşturacağı kabulüyle, hükümdeki eksik veya hatalı uygulamalardan bahsedildiği ve bu nedenlerle hükmün sanığın hem lehine hem de aleyhine bozulmasının istendiği anlaşılmakla,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriğinde yazılı olmayan; "suça konu çeklerin karşılıksız çıktığı tarihlerde eylemin 5941 sayılı Kanun"un 5/1. maddesindeki suçu oluşturup oluşturmayacağı" bakımından da kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağının takdiri ile gereğinin ifası için Adalet Bakanlığına gönderilmek üzere, dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 01.02.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.