17. Ceza Dairesi 2015/22950 E. , 2017/16428 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Karşılıksız yararlanma
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
1-09/05/2006 tarihli tutanak altının sanığın annesi tanık ... tarafından imzalandığı, tutanakta dava konusu adreste kullanıcı olarak tanık ...’in adının yazılı bulunduğu, tanığın alınan beyanında, sanığın babası olan eşinin ölümünden sonra belli bir süre bu evde kaldığını, abonesiz sayaçlı su kullandığını, su ihtiyacını komşularından karşıladığını, daha sonra oğlu olan sanığın bu evde ailesi ile birlikte kaldığını, cezaevinden çıktığı zamanlarda bu evde kaldığını beyan ettiği, sanığın annesi adına düzenlenen tutanak ile ilgili suçlamayı kabul etmediğini beyan ettiği ve sanığın babasının UYAP kayıtlarına göre 04.01.2006 tarihinde öldüğünün anlaşılması karşısında; bu hususta kolluk marifetiyle muhtarlık ve ilgili yerlerden araştırma da yaptırılmak suretiyle, 09/05/2006 tarihinde meskende sürekli olarak kimin oturduğu, sanığın sürekli olarak başkası tarafından kullanılan meskene geçici olarak gidip gelme şeklinde mi kaldığı, kaçak kullanıma konu suyun kim tarafından kullanıldığı hiç bir şüpheye yer vermeyecek şekilde araştırılıp, bu hususun karar yerinde tartışılmasından sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiğinin gözetilmemesi,
Kabule göre de;
2-Dosya içinde 09/05/2006 ve 13/09/2007 tarihli kaçak su kullanım tutanaklarına ilişkin bilgi ve belgeler getirtildiği, 16/08/2007 tarihli kaçak kullanım tutanağına ilişkin bedelin ödenip ödenmediği hususunda ise kurumca tanzim olunan 21/11/2012 tarihli cevabi yazıda bir taksidin ödendiği diğer 5 taksidin günü gelmediği için ödenmediği belirtildiği halde kalan taksitlerin ödenip ödenmediği hususunun araştırılması ve 02.07.2012 tarihinde kabul edilip 28344 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı “Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkındaki” Kanunun Geçici 2. maddesinin 1. ve 2. fıkrası hükümleri birlikte ele alınıp değerlendirildiğinde, "yapılan değişiklikle amaçlananın bu kapsam dâhilindeki suçlar bakımından kurum zararının ödenmesi halinde, olayın sanık ya da sanıkları hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilerek işin esasına girilmesinin önlenmesi" olduğu değerlendirilip, anılan Kanunun Geçici 2. maddesi gereğince; “sanığa bilirkişi tarafından belirlenen vergili ve cezasız katılan kurum zararını gidermesi halinde hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararı verileceği” hususunda bildirimde bulunulduktan sonra yasal sürenin geçmesi nedeni ile sanığa makul bir süre de tanınıp bu süre beklenilerek, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayininin gerekli olduğunun gözetilmemesi yasal süre geçirilip yazılı şekilde karar verilmesi,
3-Sanık hakkındaki 09/05/2006, 16/08/2007 ve 13/09/2007 tarihli tutanaklarla tespit olunan eylemlerin sonrasında sadece 09/05/2006 tarihli eylem konu edilerek 08/10/2007 gün ve 2007/15807 Esas sayılı iddianamenin tanzim olunduğu, diğer iki eylem ile ilgili olarak ise 09/11/2007 tarih ve 2007/19017 Esas sayılı iddianamenin tanzim olunduğu, 08/10/2007 tarihli ilk iddianame ile hukuki kesinti oluştuktan sonra başkaca bir eyleminin de gerçekleşmediği, kamu davasına konu eylemler arasında fiili veya hukuki bir kesintinin bulunmadığının anlaşılması karşısında; sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirdiği her üç eyleminin zincirleme suç hükümleri kapsamında kaldığı ve bu itibarla tek suçtan hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, 09/05/2006 tarihli eylemine ilişkin olarak bir kez ve 16/08/2007-13/09/2007 tarihlerine ilişkin bir kez olmak üzere toplam iki kez mahkumiyetine karar verilmek suretiyle fazla ceza tayini,
4-T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK"nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK"nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ...’in temyiz nedeni bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 21.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.