15. Ceza Dairesi 2018/6349 E. , 2019/14634 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Beraat
Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik suçlarından sanığın beraatine ilişkin hüküm katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanık ..."un, temyiz dışı sanık Gülşen"in resmi kayıtlarda görülen maliki olduğu Arsin ilçesindeki ... Eczanesini fiilen işlettiği, temyiz dışı sanık ..."nin de bu eczanede işçi olarak çalıştığı, diğer temyiz dışı sanıklar Şener, Recep, Emine ve Ferhat"ın ise Arsin Sağlık Ocağı"nda doktor olarak görev yaptıkları, ... Eczanesinde yapılan denetimler sırasında 37 adet yeşil kart sağlık karnesi, 35 adet SGK sağlık karnesi 3 adet emekli sandığına ait sağlık karnesi ve 24 adet Bağ-Kur"a ait sağlık karnesinin ele geçirilmesi üzerine katılan kurum tarafından başlatılan soruşturma üzerine eczanede ele geçirilen reçetelerde 385 adedinin arkasındaki "ilaçların alındığına" dair yazı ve imzaların hasta veya yakınlarına ait olmayıp eczanenin sahibi olan sanık ..."a ait olduğunun anlaşıldığı, bu suretle sanığın kullanılmayan ilaçları hasta olan reçete sahipleri tarafından kullanılmış gibi gösterip Sosyal Güvenlik Kurumunu zarara uğratıp üzerine atılı kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık ve nitelikli resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediği iddia edilen olayda;
1)Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde;
Sanığın üzerine atılı ve eylemine uyan resmi belgede sahtecilik suçunun gerektirdiği cezanın miktar ve nevi itibariyle, TCK"nın 204/1, 66/1-e ve 67/4 maddelerine göre hesaplanan 12 yıllık dava zamanaşımı süresinin, suç tarihi olan 17/11/2005 ile inceleme tarihleri arasında 17/11/2017 tarihinde dolduğu anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı Kanun"un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE,
2)Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde;
Sanık savunmaları, tanıklar beyanları, müfettiş raporu, SGK yazıları, bilirkişi raporu ile dosya kapsamından, ... isimli hastanın uzun yıllardır hipertansiyon hastası olduğu ve ilgili ilaçları kullandığı ve söz konusu raporu oğlu İsmail ile birlikte Of Devlet Hastanesinden aldığının anlaşıldığı, ülke şartlarına göre hastaların sürekli olarak kullandığı ilaçları önce alıp daha sonra muayene olarak reçete düzenlendiği veya ilaç alırken sistemdeki arızalardan dolayı ilacın mağdur olmamaları için hastalara verildiği, sağlık karnesinin alınarak sistemin işler hale geldiğinde resmi işlemlerin yapıldığı, ayrıca sağlık karnelerinin zaman zaman hasta yakınları tarafından da kullanıldığı, zaman zaman da hasta yakınlarının hasta adına ilaç ve muayene işlerini takip ettiği, bazen de hastaların yakınlarının ilaçlarını da yazdırdıkları, bu nedenle davaya konu reçetelerin arka sayfasının hastalar tarafından imzalanamadığı, kurum müfettişlerince hastaların veya ilacı alan kişilerin imza eksikliğinin giderilmesinin istenmesi üzerine hastalara tekrar ulaşmanın zorluğu nedeniyle eczane sahibi sanık ..."un reçetenin arka sayfalarını imzaladığı, bozma sonrası alınan bilirkişi raporuna göre ... ve ... adına alınan ilaçlar ile teşhisin uyumsuz olduğu belirtildiği, ancak uzman görüşüne göre alınan bu ilaçların mantar enfeksiyonlarında, kolesterol yüksekliğinde, bakteriyel enfeksiyonlarda, ağrı kesici ve iltihabi durumlarda kullanıldığı ve bu ilaçların toplam değerinin 106 TL"den ibaret olduğu, bu ilaçların doktor muayenesine gerek duyulmadan eczaneden alınıp kullanılır nitelikte ilaçlar olduğu gerekçeleriyle sanığın üzerine atılı suçun işlendiğine dair yeterli delil bulunmadığına yönelik mahkemece verilen beraat hükmünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, isnat edilen suçun işlendiğine dair yeterli delil bulunmadığı gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin beraat hükmünün kanuna aykırı olduğuna ve eylemin suç teşkil ettiğine, eksik incelemeye, delillerin takdirine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 11/12/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.