Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/29095 Esas 2021/797 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/29095
Karar No: 2021/797
Karar Tarihi: 01.02.2021

Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/29095 Esas 2021/797 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık, karşılıksız çek düzenlemek suçundan Mersin 4. İcra Ceza Mahkemesi tarafından 68.721,80 TL adli para cezasına çarptırılmıştır. Ancak, Anayasa Mahkemesi tarafından 5941 sayılı Çek Kanunu'nun 5/1. maddesi gereği çek bedelleri üzerine ticari temerrüt faizi, takip ve yargılama gideri toplamlarının eklenerek verilen adli para cezasının usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilmiştir. Sanık hakkında bankanın ödemesi gereken miktar düşüldükten sonra karşılıksız kalan çek bedeli kadar adli para cezasına hükmedilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Dosya incelendiğinde, sanığın karşılıksız çek bedelinin 68.000 TL olduğu ve bankanın sorumlu tutulduğu miktar düşüldükten sonra kalan kısmının 66.710 TL olduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle, sanık lehine bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden verilen kararın kanun yararına bozulması istemiyle dava açılmıştır. Ancak, sanık hakkındaki mahkumiyet hükmüne dair gerekçeli kararın usulsüz ve doğru şekilde tebliğ edilmediği gerekçesiyle kanun yararına bozma talebi reddedilmiştir.
KANUN MADDELERİ:
- 5941 sayılı Çek Kanunu'nun 5/1. maddesi
- 3095 sayılı Kanuna göre ticari işlerde temerrüt faizi oranı üzerinden hesaplanacak faiz
- 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi
19. Ceza Dairesi         2019/29095 E.  ,  2021/797 K.

    "İçtihat Metni"



    Karşılıksız çek düzenleme suçundan sanık ..."in, 5941 sayılı Çek Kanunu"nun 5/1. maddesi gereğince 68.721,80 Türk Lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair Mersin 4. İcra Ceza Mahkemesinin 09/05/2017 tarihli ve 2017/182 esas, 2017/385 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, Cumhuriyet savcılığınca yapılan 5941 sayılı Kanun"un 5/1. fıkra 2. cümlesinin Anayasa Mahkemesince iptal edilmesi üzerine oluşan tereddüdün giderilmesi talebi üzerine, cezanın infazının devamına ilişkin Mersin 4. İcra Ceza Mahkemesinin 10/01/2018 tarihli ve 2017/182 esas, 2017/385 sayılı ek kararı aleyhine, Adalet Bakanlığı"nın 11.04.2019 gün ve 3356 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 29.04.2019 gün ve KYB. 2019/41405 sayılı ihbarnamesi ile dairemize gönderilmekle okundu.
    Anılan ihbarnamede;
    Benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 19. Ceza Dairesinin 18/06/2018 tarihli ve 2018/3098 esas, 2018/7281 karar sayılı ilamında " 10/10/2017 tarihli ve 30206 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 26/07/2017 tarihli ve 2016/191 esas 2017/131 sayılı kararı ile 5941 sayılı Kanun"un 1. fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “çekin üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Kanuna göre ticarî işlerde temerrüt faizi oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile takip ve yargılama gideri toplamından” şeklindeki ibarenin iptal edilmiş olması karşısında, sanık hakkında bankanın sorumlu olduğu miktar düşüldükten sonra karşılıksız kalan çek bedelleri kadar adli para cezalarına hükmedilmesi gerekirken, çek bedellerinin karşılıksız kalan miktarları üzerine ticari temerrüt faizi, takip ve yargılama gideri toplamları da eklenmek suretiyle fazladan adli para cezasına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu" şeklinde belirtildiği üzere, sanık hakkında bankanın kanunen ödemekle yükümlü oldugu miktar düşüldükten sonra karşılıksız kalan çek bedeli kadar adli para cezasına hükmedilmesi gerektiği, Mersin 4. İcra Ceza Mahkemesinin 09/05/2017 tarihli kararında sanığın neticeten 68.721,80 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, ancak somut olay incelendiğinde dava konusu çek bedelinin 68.000,00 Türk lirası, bankanın sorumlu olduğu miktar düşüldükten sonra karşılıksız kalan kısmın ise 66.710,00 Türk lirası olduğu anlaşıldığından iptal edilen düzenleme dikkate alınarak sanık lehine bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla,
    Gereği görüşülüp düşünüldü:
    5271 sayılı CMK"nin 309. maddesi gereği kanun yararına bozma olağanüstü kanun yoluna gidilmesi için bozulması istenen karar veya hükmün usulüne uygun şekilde kesinleşmesi gerektiği,
    Dosyanın evrak ve UYAP üzerinden incelenmesi sonucu; sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne dair gerekçeli kararın "... Toroslar/Mersin" adresine, doğrudan 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre çıkartıldığı ve tebliğ mazbatasında "muhatap tanınmıyor" şeklinde matbu kaşenin işaretlenmek suretiyle tebligatın mahalle muhtarına teslim edilmek suretiyle usulsüz olarak yapıldığı, dolayısıyla kanun yararına bozmaya konu edilen hükmün henüz usulüne uygun şekilde kesinleşmediği, kanun yararına bozma talep edilen hükme karşı usule uygun tebliğ yapılması halinde Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yoluna başvurulabileceği anlaşılmakla,
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği CMK"nin 309. maddesindeki şartları taşımadığından REDDİNE, 01.02.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.







    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.