1. Hukuk Dairesi 2016/6616 E. , 2017/6729 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK
DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ, ECRİMİSİL, YIKIM
Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, paydaşı oldukları 39 ada 7, 13 ve 14 parsel sayılı taşınmazlar ile 39 ada 8 parsel sayılı taşınmazdaki 5, 6, 11 ve 12 nolu bağımsız bölümleri 06.05.2010 tarihinde satış suretiyle edindiklerini, 02.06.2010 tarihinde taşınmazları kullanan davalı ...’e tahliye etmesi için ihtar gönderdiklerini, iktisap tarihinden itibaren 6 aylık süre geçince bu kez tahliye istemi ile açtıkları davanın ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/562 esas, 2011/86 karar sayılı kararı ile kiracılık ilişkisi ispat edilemediğinden reddedildiğini, kat mülkiyeti kurulu 39 ada 8 parsel sayılı taşınmazın 5 nolu bağımsız bölümünü davalıların haksız işgal ettiklerini, aynı taşınmazdaki 6, 11 ve 12 nolu bağımsız bölümleri ise 01.03.2011 tarihinde kendilerine teslim ettiklerini, yine 39 ada 13 ve 14 parsel sayılı taşınmazları oto yıkama ve yağlama yeri olarak ...’a kiraya vermek suretiyle tasarruf etmekte iken 01.03.2011 tarihinde teslim edildiğini, 39 ada 7 parsel sayılı taşınmazda ise toprağa gömülü halde akaryakıt tankı bulunduğu için taşınmazı verimli bir şekilde kullanamadıklarını, satın almalarına rağmen davalıların taşınmazların kendilerine ait olduğunu iddia ederek işgale devam ettiklerini, kendilerine de bir bedel ödenmediğini ileri sürerek elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteğiyle eldeki davayı açmışlardır.
Davalı ..., açılan davanın haksız olduğunu, çekişme konusu 8 parsel sayılı taşınmazda 5 numaralı bağımsız bölümü taraflar arasındaki kira akdine dayalı olarak kullandığını, diğer dava konusu taşınmazları ise hiçbir şekilde kullanmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece; Hemen belirtmek gerekir ki, mahkemece, dava konusu 39 ada 13 ve 14 parsel sayılı taşınmazlar bakımından davalıların fili müdahale ya da tasarruflarının bulunmadığı belirlenerek anılan parseller yönünden davanın reddine karar verilmiş olması doğrudur. Davacıların bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine. Davacıların öteki temyiz itirazları ile davalı ...’in temyiz itirazlarına gelince; bilindiği üzere, Türk Medeni Kanunun 683. maddesinde öngörüldüğü gibi, bir şeye malik olan kimse hukuk düzeninin sınırları içinde o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi her türlü haksız el atmanın önlenmesini de dava edebilir.
Somut olayda, kat malikleri arasında kat mülkiyeti kanunundan kaynaklanan bir ihtilaf bulunmadığı, davacıların yukarıda açıklandığı üzere, mülkiyet hakkına dayalı olarak davalıların haksız kullanımları nedeniyle talepte bulundukları, dava dilekçesinde bildirilen ve keşfen belirlenen dava değeri gözetilerek asliye hukuk mahkemesinde davanın esası hakkında hüküm kurulması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile 39 ada 8 parsel sayılı taşınmazlardaki 5, 6, 11 ve 12 nolu bağımsız bölümler yönünden hükümle birlikte tefrik kararı verilmesi doğru değildir.Öte yandan; dosya kapsamı ve davalı ... beyanı ile 39 ada 8 parsel sayılı taşınmazdaki 5 nolu bağımsız bölüme haklı ve geçerli bir nedeni olmaksızın davalılar ... ve ...’ın akaryakıt bürosu olarak kullanmak suretiyle elattıkları sabit olup, anılan bağımsız bölüm yönünden davanın kabulü gerektiği tartışmasızdır. Ayrıca; her ne kadar yapılan uygulama sonucunda boş oldukları belirlenmişse de, dava konusu 6, 11 ve 12 nolu bağımsız bölümlerin kapalı durumda bulunduklarına göre anılan bağımsız bölümlerin kimin tasarrufunda olduğunun araştırılarak davacıların kullanımına engel bir durumun olup olmadığının kuşkuya yer olmayacak şekilde tespit edilmesinden sonra bir karar verilmesi gerektiği de açıktır. Diğer taraftan; 39 ada 7 parsel sayılı taşınmazdaki yeraltına gömülü olan akaryakıt tankının yerinin projeye göre belirlenmesi, hangi davalının taşınmazı yer altındaki tank ve zemindeki yer altı tankı doldurma ağızları ve vanalarını kullandıklarının açıkça tespit edilmesi hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken hukuki olmayan gerekçe ile bu taşınmaz bakımından yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması da isabetsizdir. Öte yandan, dava konusu olan taşınmazlar bakımından yukarıda açıklanan şekilde gerekli araştırma yapılarak davalıların işgal durumlarının belirlenmesi, sonucuna göre fuzuli şagilin (haksız kullanımın) taşınmaz malikine tasarrufundan dolayı ödemekle yükümlü bulunduğu en azı kira bedeli, en fazlası mahrum kalınan gelir kaybı olan haksız işgal tazminatı olan ecrimisil isteği yönünden istenilen dönemler de dikkate alınarak bir değerlendirme yapılması gerektiği de kuşkusuzdur.” gerekçesi ile bozulması üzerine bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili ve davalı Şuayip vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla,, Tetkik Hâkimi ...’ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Tarafların temyiz itirazı yerinde değildir. Reddi ile usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 2.20.-TL. bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan, 3.411.85.-TL bakiye onama harcının da diğer temyiz eden davalıdan alınmasına, 23.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.