1. Hukuk Dairesi 2017/4882 E. , 2017/6714 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ile miras payı oranında tescil istemine ilişkindir.
Davacı, davalı ile ortak mirasbırakanı ..."ın paydaşı olduğu 274 parsel sayılı taşınmazdaki payının tamamını 16.05.1990 tarihinde mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak davalıya satış suretiyle devrettiğini, taşınmazın imar uygulması ile 112 ada 2 ve 116 ada 6 parsel sayılı taşınmazlara ayrıldığını ileri sürerek her iki taşınmazın tapusunun iptali ile miras payı oranında adına tapuya kayıt ve tesciline, mümkün olmadığı taktirde tenkisine, iadeye karar verilecek ise keşif tarihindeki bedelin faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini istemiş, 3.3.2014 tarihli dilekçesi ile imar uygulaması sonucu oluşan parselleri maddi hata sonucu yanlış belirttiğini, dava konusu edilen taşınmazların 116 ada 6 ve 8 parseller olduğunu bildirmiştir.
Davalı 1980 yılından bu yana tütün ekicisi olduğunu, taşınmazı bedeli karşılığında satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, muvazaa olgusunun sabit olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya içeriğinden; mirasbırakan ...’ın 01.04.2011 tarihinde öldüğü, geride kızı davacı ..., dava dışı kızları ..., ... ve ... ile ikinci eşi davalı ...’nın mirasçı olarak kaldıkları, mirasbırakanın eski 274 parsel sayılı taşınmazdaki 15/48 payının tamamını 16.05.1990 tarihinde davalı ...’ya satış suretiyle devrettiği, 21.06.2006 tarihli imar uygulaması ile oluşan çekişme konusu 116 ada 6 parsel sayılı taşınmazda davalının 1775/2400, 116 ada 8 parsel sayılı taşınmazda da 1338/2440 paydaş olduğu, 16.05.1990 tarihli satış işlemi ile davalının dava konusu taşınmazlarda payına isabet eden kısmın 22.11.2013 havale tarihli bilirkişi raporu ile belirlendiği ve bu rapora göre hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki; mirasbırakan tarafından çekişmeli eski 274 parsel sayılı taşınmazdaki 15/48 payın mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak davalıya temlik edildiği saptanmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davalı vekilinin, bu yönlere değinen temyiz itirazları yerinde değildir.Reddine.
Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;
Ne var ki, davalı tarafından dava konusu 116 ada 8 parsel sayılı taşınmazdaki payının tamamı yargılama sırasında 22.05.2013 tarihinde dava dışı...’e satış suretiyle temlik edilmiştir. Bilindiği üzere; dava açıldıktan sonrada sınırlayıcı bir neden bulunmadığı takdirde dava konusu malın veya hakkın üçüncü kişilere devredilebilmesi tasarruf serbestisi kuralının bir gereği, hak sahibi veya malik olmanın da doğal bir sonucudur.
Usûl Hukukumuzda da ayrık durumlar dışında dava konusu mal veya hakkın davanın devamı sırasında devredilebileceği kabul edilmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun (HMK) 125. (1086 sayılı HUMK."nun l86.) maddesinde dava konusunun taraflarca üçüncü kişiye devir ve temliki halinde yapılacak usûli işlemler düzenlenmiştir. Anılan düzenlemeye göre, iki taraftan biri dava konusunu (müddeabihi) bir başkasına temlik ettiği takdirde diğer taraf seçimlik hakkını kullanmakta dilerse temlik eden ile olan davasını takipten vazgeçerek davayı devralan kişiye yöneltmekte, dilerse davasına temlik eden kişi hakkında tazminat davası olarak devam edebilmektedir. Bu usûl kuralının kendiliğinden (re"sen) gözetilmesi gerektiği de açıktır.
Hâl böyle olunca, satış işlemi neticesinde ... adına tescil edilen 116 ada 8 parsel sayılı taşınmazdaki dava konusu pay hakkında HMK. nun 125. maddesi uyarınca usûli işlemlerin tamamlanması, ondan sonra işin esası hakkında bir hüküm kurulması gerekirken değinilen yön üzerinde durulmaksızın sonuca gidilmiş olması doğru değildir.
Davalının bu yöne değinen temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile yerel mahkeme kararının açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.