1. Hukuk Dairesi 2015/4890 E. , 2017/6710 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ :ELATMANIN ÖNLENMESİ-YIKIM-ECRİMİSİL
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nun "ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Dava çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Davacı, maliki olduğu 179 parsel sayılı taşınmazına davalı tarafından üzüm bağı kurularak ve kalan kısmını da buğday, karpuz ve arpa ekilerek müdahale edildiğini ileri sürerek davalının el atmasının önlenmesine, üzüm bağının yıkılmasına, fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile dava tarihinden geriye dönük 3 yıllık 3.000 TL ecrimisilin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, dava konusu taşınmazı bir yıl süreyle kullandığını ve kira bedeli olarak kararlaştırılan 230,00 TL’yi davacının yetkili temsilcisi olan ..."e teslim ettiğini, davacıya ait taşınmazı harici senet ile satın aldığını ancak taşınmazın önemli bir kısmının yola ve dereye gittiğini öğrenince taşınmazı satın almaktan vazgeçtiğini, dere yatağı olan taşınmazı masraf yaparak tarıma elverişli hale getirdiğini, yapılan masrafın hesaplanması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalının taşınmazı kira akdine dayalı olarak kullandığı ispatlanmadığından ve taşınmazı 1 yıl kullandığı kabul edilse dahi davacının talep ettiği ecrimisil bedelinin karşılandığı gerekçesi ile elatmanın önlenmesi talebinin kabulü ile bağ omacalarının kaldırılmasına, 2.780 TL ecrimisilin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillierden davacının kayden maliki olduğu tarla vasfındaki 9000m2 yüzölçümlü 179 parsel sayılı taşınmazın 26.06.2014 tanzim tarihli fen raporunda A harfi ile gösterilen 39,08 m2lik kısmına bağ omcası dikmek suretiyle müdahale edildiğinin saptandığı, 13.96.2013 tarihinde yapılan keşif sonucu alınan ziraat raporunda çekişmeli 179 parsel sayılı taşınmazın boş olduğu, arpa ve anız köklerinin ise tarlada olup taşınmazın ekili ve sürülü olmadığının belirtildiği, dosyaya ibraz edilen 15.11.2013 tarihli harici satış senedi ile dava konusu taşınmazın 45.000,00-TL bedelle davalıya satılacağının kararlaştırıldığı ve 5000 TL"nin peşin olarak davacıya ödendiği, davalının taşınmazı satın almaktan vazgeçmesi üzerine 08.12.2014 tarihinde peşin olarak ödenen meblağın davalıya iade edildiği anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere Türk Medeni Kanunu 683.maddesi gereğince bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içerisinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir.
Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir.
Öte yandan, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında, fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 25.02.2004 günlü ve 2004/1-120-96 sayılı kararı) 25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay"ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.
Somut olaya gelince; davacı taşınmazın tamamının davalı tarafından kullanıldığı iddiası ile eldeki davayı açmış, davalı ise taşınmazı kiracı olarak 1 yıl süreyle kira bedeli karşılığında kullandığı savunmasında bulunmuştur. Tarafların ortak tanığı ... beyanında davalının taşınmazı 1 yıl karpuz, 1 yıl da arpa ekmek suretiyle kullandığını, yaklaşık 10 yıl önce taşınmazın bir kısmına üzüm bağı diktiğini, taşınmaza karpuz ve arpa ektiği için davacıya 220-TL ödeme yaptığını, davacının da kendisine 250-TL alması gerektiğini söylediğini, bağ yeri dışında kalan kısmın ise 2 yıldır kullanılmadığını belirtmiştir.
Ne var ki mahkemece bu hususlar üzerinde yeterince durulmamış olup yapılan araştırma ve incelemenin hükme yeterli ve elverişli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.
Hal böyle olunca; öncelikle kiracılık savunması nedeniyle taraflar arasında kira ilişkisi bulunup bulunmadığı, taşınmazın hangi tarihte terk edildiği ve davalının çekişmeli taşınmazı ne kadar süreyle ve ne şekilde kullandığı hususlarının tereddüte yer bırakmayacak şekilde saptanması, tanık beyanları arasındaki çelişkinin giderilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.
Davalının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlere (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23/11/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.