11. Hukuk Dairesi 2015/10434 E. , 2016/4681 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ...... ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/05/2015
NUMARASI : 2014/197-2015/308
Taraflar arasında görülen davada .......... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 05/05/2015 tarih ve 2014/197-2015/308 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 26/04/2016 günü hazır bulunan vekili Av. D......... B........ ile davacı vekili Av. S...... U......... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ....... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin yetkili hamili olduğu, 180.000 USD bedelli, 01/10/2012 keşide tarihli çeke dayanarak 20/02/2013 tarihinde 319,626 TL"lik asıl alacak ve yasal faizin tahsili için genel haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, takibin kesinleşmesi üzerine üçüncü kişi konumunda olan davalı bankaya müzekkere gönderilerek borçlu şirketin, bankaları nezdindeki hak ve alacaklarına haciz konulduğunun ve borçlunun hesapları üzerindeki miktarlardan alacaklının bakiye alacağı kadarının kesilerek icra dosyasına gönderilmesinin istendiğini, bankanın cevabı yazısında ise, borçlu şirketin hesabında 4.454,82 USD ve 143,45 TL toplam bakiyesinin bulunduğunu, borçlunun hesabı üzerine haciz kaydının işlendiğini, ancak borçlunun banka nezdindeki mevcut hesaplarına gelmesi muhtemel ve üçüncü kişi nezdinde henüz mevcut olmayan alacakların haczedilmeyeceği beyanı ile her türlü hak ve alacakların haczi talebine itiraz edildiğini, daha sonra yine İcra Müdürlüğü"nce tekrar yazı gönderilerek borçlu şirketin her türlü hak ve alacaklarına haciz konulduğunun bildirildiğini, bu yazının tebliğ edilmesine rağmen talep edilen paranın İcra Müdürlüğü"ndeki takip dosyasına gönderilmediğini ve verilen cevapta, hesapta bulunan bakiye paranın borçlunun bankaya olan doğmuş ve doğacak borçlarının risk teminatı olduğunu, riskleri tamamen sona ermedikçe herhangi bir paranın gönderilemeyeceğini, borçlu şirketin hesabına yatırılan 796.643,26 USD ile 160.922,89 USD"nin müşteri tarafından 10/06/2013 tarihinde kullanıldığından yazı gereğinin yerine getirilemeyeceğinin bildirildiğini, davalı bankaya gönderilen haciz yazısına rağmen 07/06/2013 tarihinde hesaba havale edilen 796.685,26 ile 160.964,89 USD"nin İcra Dairesi"ne bildirilmediğini, 10/06/2013 tarihinde takip borçlusu şirkete teslim edildiğini, davalı bankaya gönderilen İcra İflas Kanunu"nun 78. maddesi uyarınca haciz yazısından sonra gelen paranın borçluya ödenmesinin hatalı olduğunu ve müvekkilinin zararının doğduğunu ileri sürerek 150.000 TL"nin 10/06/2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, takip borçlusu ile onun borçlusu olan banka arasında mevcut olan bir hukuki ilişkiye dayanan, henüz doğmamış olmakla beraber, ileride doğması muhtemel bulunan alacakların müstakbel alacaklar olduğu, ancak borçlu ile banka arasında mevcut bir hukuki ilişkiye dayanmayan, sırf ümit ve ihtimale dayanan alacaklar, devamlılık arz eden bir alacak olmadığından, müstakbel alacak olarak haczi mümkün olmayacağı, bu halde haciz ihbarnamesinin bankaya tebliği anında bankada borçlu adına mevcut olan alacakların haczedilebileceği, bu durumda borçlu ile banka arasında devri edimler doğuran temel bir hukuki münasebet olmadığı, üçüncü kişi bankaya gönderilen haciz ihbarnamesi, doğmuş yada doğacak alacakların haczi ibaresini içerse bile, üçüncü kişi banka haciz ihbarnamesini tebellüğ ettiği tarihteki mevcut durumla sınırlı olarak sorumlu olduğu, davalı banka tarafından sadece haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinde mevcut hesap bakiyesine haciz uygulanmasına ilişkin işlem hukuku uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, taktir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 01,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 26/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.