8. Hukuk Dairesi 2014/9423 E. , 2015/22816 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire"ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı 3. kişi vekili, 22.03.2013 tarihinde haczedilen malların müvekkile ait olduğunu, borçlu ile bir alakası olmadığını, iddia ederek istihkak davasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; takibin talikine ilişkin kararın davacı 3.kişiye 07.05.2013"te tebliğ edildiği, davanın ise 21.05.2013"te açıldığı, dolayısıyla İİK 97/6 maddesinde öngörülen 7 günlük sürede dava açılmadığı gerekçesiyle süresinde açılmayan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK"nun 96. ve devamı maddeleri uyarınca açtığı istihkak davası niteliğindedir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun tüzel kişilere tebliğe ilişkin 12. maddesinde; "Hükmi şahıslara tebliğ, salahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise, yalnız birine yapılır". Aynı Yasa"nın 13. maddesinde ise; "Hükmi şahıslar namına kendilerine tebliğ yapılacak kimseler her hangi bir sebeple mutat iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde tebliğ, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır" hükümleri yer almaktadır. Tebliğ işleminin yapıldığı tarih itibariyle yürürlükte olup uygulanması gereken Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 21. maddesinde ise "tüzel kişiler adına tebligat almaya yetkili kişiler herhangi bir sebeple mutat iş saatlerinde işyerinde bulunmamaları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde olmaları durumunda tebliğ, tüzel kişinin o yerde sürekli çalışan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. Ancak, kendisine tebliğ yapılacak memur veya müstahdemin, tüzel kişinin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde görev itibariyle tebligatın muhatabı olan tüzel kişinin temsilcisinden sonra gelen bir kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu kabil işlerle görevlendirilmiş bir şahıs olması lazımdır. Bu kişilerin de bulunmaması halinde bu husus tebliğ mazbatasında belirtilir ve tebliğ, o yerdeki diğer bir memur veya müstahdeme yapılır" düzenlemesi bulunmaktadır.
Somut olayda, takibin devamına ilişkin ... 14. İcra Hukuk Mahkemesi kararı 07.05.2013 tarihinde ""işyerinde çalışır işçi Duran Altun imzasına tebliğ edildiği"" görülmekte olup, adı geçenin şirketi temsil yetkisi bulunmadığı gibi, tüzel kişiyi temsile yetkili olanların o sırada orada bulunup bulunmadıkları da sorulup belirlenmeden ve uyulması gerekli prosedüre uyulmadan, doğrudan çalışan imzasına tebliğ edilmiş olup, yapılan tebligat 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 12 ve 13. maddeleri ile Yönetmeliğin 21. maddesine aykırıdır. Bu doğrultuda, yapılan tebligatın usulsuz olması sebebiyle davanın süresinde açıldığı kabul edilerek, tarafların iddia ve savunmaları ile gösterdikleri deliller toplanmak suretiyle davanın esası hakkında bir karar vermek gerekirken, yazılı şekilde davanın süresinde açılmamış olması sebebiyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK"nun 366. ve HUMK"nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca İİK"nun 366/3. maddesi maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 17.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.