14. Hukuk Dairesi Esas No: 2019/951 Karar No: 2020/460 Karar Tarihi: 16.01.2020
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2019/951 Esas 2020/460 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2019/951 E. , 2020/460 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 26.04.2010 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 04.12.2018 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, terekenin borca batık olduğunun tespiti hukuksal nedenine dayalı olarak TMK"nun 605/2. maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi davasıdır. Davacı vekili, 30.12.2000 tarihinde ölen mirasbırakan ..."ın terekesinin borca batık olması nedeni ile mirası hükmen reddin tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkeme, davanın reddine karar vermiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmiştir. Dava, terekenin borca batık olduğunun tespiti hukuksal nedenine dayalı olarak 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 605/2 maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir. Ölüm tarihinde murisin ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (TMK m. 605/2). Bu maddeye dayanan talepler süreye tabi olmayıp, mirasçıların iyiniyetli ya da kötü niyetli olmalarının bir önemi bulunmamaktadır. Murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, murisin tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir. Ancak, tereke borca batık olmasına rağmen Türk Medeni Kanununun 610/2 maddesinde açıklandığı şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı, mirası reddedemez. Somut olayda, davacının murisinin ölümünden sonra yasal yükümlülüklerini yerine getirerek veraset ve intikal vergisi beyannamesini vermiş olması, yasal süresi içinde verilmemesinin sorumluluk yaratacağı gözetildiğinde mirası kabul anlamında yorumlanamaz. Bu hususun davanın reddi gerekçesi olarak değerlendirilmesi ve yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. O halde, mirasın hükmen reddi davasında terekenin açıkça borca batık olup olmadığı tereddüte yer vermeyecek şekilde araştırılmalıdır. Kural olarak icra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde, terekenin borca batık olup olmadığı mirasbırakanın malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak murisin ölüm tarihi itibariyle bankalar, tapu müdürlüğü vb. kurum ve kuruluşlar ve zabıta marifetiyle araştırılması gerekmektedir. Öte yandan, mahkemece gerekçesinde belirtilen mirasbırakana ait hesapta bulunan 252.900.000 eski türk lirasının terekenin boyutu dikkate alındığında az bir miktara denk geldiği, bu miktar paranın mirasçılar tarafından çekildiği açık olmamakla birlikte mirasçılar tarafından alındığı kabul edilse dahi açıklanan ilkeler doğrultusunda terekenin benimsendiği söylenemeyeceğinden yukarıda belirtilen araştırmalar yapıldıktan sonra talep hakkında bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.01.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.Başkan