19. Ceza Dairesi 2019/28146 E. , 2021/794 K.
"İçtihat Metni"
Karşılıksız çek keşide etmek suçundan sanık ..."ın 5941 sayılı Çek Kanunu"nun 5/1 ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 52. maddeleri gereğince 47.500,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına, çek düzenleme ve çek hesabı açtırmasından yasaklanmasına dair Bursa 5. İcra Ceza Mahkemesinin 14/09/2018 tarihli ve 2017/1200 esas, 2018/884 sayılı kararı aleyhine, Adalet Bakanlığı"nın 01.04.2019 gün ve 2019-2162 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 09.04.2019 gün ve KYB. 2019/36398 sayılı ihbarnamesi ile dairemize gönderilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre;
1- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 193/1. maddesinde yer alan “Kanunun ayrık tuttuğu hâller saklı kalmak üzere, hazır bulunmayan sanık hakkında duruşma yapılmaz. Gelmemesinin geçerli nedeni olmayan sanığın zorla getirilmesine karar verilir.”, aynı Kanun’un 196/1. maddesinde yer alan “Mahkemece sorgusu yapılmış olan sanık veya bu hususta sanık tarafından yetkili kılındığı hâllerde müdafii isterse, mahkeme sanığı duruşmada hazır bulunmaktan bağışık tutabilir.” ve 196/5. maddesinde yer alan “Hastalık veya disiplin önlemi ya da zorunlu diğer nedenlerle yargılamanın yapıldığı yargı çevresi dışındaki bir hastahane veya tutukevine nakledilmiş olan sanığın, sorgusu yapılmış olmak koşuluyla, hazır bulundurulmasına gerek görülmeyen oturumlar için getirilmemesine mahkemece karar verilebilir.” şeklindeki düzenlemeler karşısında, sanığın savunmasının tespit edilmesi amacı ile Adana 4. İcra Ceza Mahkemesinin 2018/82 talimat sayılı dosyası üzerinden çıkartılan tebliğ mazabatasının incelenmesinde, haber verilen komşunun kim olduğu ve bu hususa ilişkin yazılan yazıların anlaşılamadığı, sanığın belirtilen adreste oturup oturmadığı tespit edilmediği, dolayısıyla 7201 sayılı Tebligat Kanunu"na aykırı olarak yapılan tebligat nedeni ile sanığın savunma hakkının kısıtlanması suretiyle karar verilmesinde,
2- 5941 sayılı Çek Kanunu’nun 6273 sayılı Kanun ile değişik 5/1. maddesi uyarınca, çek hesabı sahibi gerçek veya tüzel kişi hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı verilebileceği, bahse konu çek hesabı sahibinin Ofsit İnş. Tek. Rek. Oto.Prt.Tar. ve Hayv. San Tic. Ltd şirketi, sanığın ise şirketi temsile yetkili kişi olduğu nazara alındığında, sanık hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı verilemeyeceği gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla,
Gereği görüşülüp düşünüldü:
A-) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 2- numaralı istemi yönünden;
5941 sayılı Kanun"un 5/(1). maddesi;
"(1) (Değişik: 15/7/2016-6728/63 md.) Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adli para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adli para cezası; çek bedelinin karşılıksız kalan miktarı, (…) az olamaz. Mahkeme ayrıca, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına; bu yasağın bulunması hâlinde, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının devamına hükmeder. Yargılama sırasında da resen mahkeme tarafından koruma tedbiri olarak çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına karar verilir. Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı, çek hesabı sahibi gerçek veya tüzel kişi, bu tüzel kişi adına çek keşide edenler ve karşılıksız çekin bir sermaye şirketi adına düzenlenmesi durumunda ayrıca yönetim organı ile ticaret siciline tescil edilen şirket yetkilileri hakkında uygulanır. Koruma tedbiri olarak verilen çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararlarına karşı yapılan itirazlar bakımından 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 353 üncü maddesinin birinci fıkrası hükmü uygulanır. Bu suçtan dolayı açılan davalar icra mahkemesinde görülür ve İcra ve İflas Kanununun 347, 349, 350, 351, 352 ve 353 üncü maddelerinde düzenlenen yargılama usulüne ilişkin hükümler uygulanır. Bu davalar çekin tahsil için bankaya ibraz edildiği veya çek hesabının açıldığı banka şubesinin bulunduğu yer ya da hesap sahibinin yahut şikâyetçinin yerleşim yeri mahkemesinde görülür." hükmünü içermektedir.
Hüküm tarihinde ve bugün de yürürlükte bulunan Çek Kanunu"nun 5/(1). maddesinin beşinci cümlesinde, hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına hükmedilecek kişiler;
- Çek hesabı sahibi gerçek kişiler,
- Çek hesabı sahibi tüzel kişiler,
- Çek hesabı sahibi tüzel kişi adına çek keşide edenler,
- Suça konu karşılıksız çekin bir sermaye şirketi (Anonim Şirket, Limited Şirket, Sermayesi Paylara Bölünmüş (Paylı) Komandit Şirket) adına düzenlenmesi halinde, bu kişilerin yanı sıra (ayrıca) yönetim organları ile ticaret siciline tescil edilen şirket yetkilileri şeklinde sınırlı olarak sayılmıştır.
Somut uyuşmazlıkta, sanığın çek hesabı sahibi tüzel kişi Limited Şirket adına düzenlenen çekten dolayı, şirketin temsile yetkili tek müdürü olması karşısında, her ne kadar da somut dosyada çeki keşide eden kişi olup olmadığı hususunda bir inceleme yapılmamışsa da; bir sermaye şirketi olan Limited Şirketin yönetim organı ve aynı zamanda ticaret sicilinde kayıtlı şirket yetkilisi olması nedeniyle yine hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına hükmedilecek kişilerden olması nedeniyle, mahkemece verilen yasaklılık kararının hukuka uygun olduğu anlaşılmakla,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihbarname içeriğinde yazılı "2-" numaralı bozma nedeni yerinde görülmediğinden, kanun yararına bozma talebinin REDDİNE,
B-) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının "1-" numaralı istemi yönünden;
Sanığın savunmasının alınması amacıyla talimat mahkemesince çıkarılan tebligatın, usulüne uygun tebliğ edilmemesi karşısında; sanığın savunma hakkının usulüne uygun kullandırılmadığı anlaşılmakla,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, Bursa 5. İcra Ceza Mahkemesinin 14/09/2018 tarihli ve 2017/1200 esas, 2018/884 sayılı kararının CMK"nun 309/4-b maddesi uyarınca kanun yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre; kararı veren mahkemece yeniden yapılacak yargılama sonucuna göre sanığın savunmasına dair usulü işlemlerin kanun gereği yapılarak, önceki hükümle belirlenmiş olan cezadan daha ağır olamayacak şekilde yeni bir hüküm kurulmasına, 01.02.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.