16. Hukuk Dairesi 2017/5664 E. , 2017/8056 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU
KANUN YOLU : TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
... Mahallesi çalışma alanında bulunan 185 parsel sayılı 36.000,00 metrekare yüzölçümlü taşınmaz, ...’ın zilyetliğinde olduğu ancak zilyetlikle iktisap şartlarının ... lehine gerçekleşmemiş olduğu belirtilerek Hazine adına tarla vasfıyla tespit ve hükmen tescil edilmiş, taşınmaz bölgede yapılan uygulama kadastrosu sonucunda 8197 ada 41 parsel numarasını alıp, yüzölçümü 40.837,46 metrekare olarak tespit edilmiştir. Davacı ..., dava konusu taşınmazın 31.11.2011 tarihinden önce kendisinin kullanımında bulunduğunu iddia ederek, taşınmazın beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu ve fiili kullanımında bulunduğu şerhinin yazılmasına karar verilmesi istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın beyanlar hanesine “6831 sayılı Kanun"un 2. maddesi uyarınca orman sınırları dışarısına çıkartılan alanda kalmaktadır ve bu taşınmaz 31.12.2011 tarihi ve sonrasında ... oğlu ...’ın zilyetliğindedir” şerhinin yazılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu 8197 ada 41 parsel (eski 185 parsel) sayılı taşınmazın 1976 yılında orman sınırları dışına çıkarılan alanda kaldığı ve taşınmazın davacı ...’ın zilyetliğinde bulunduğu kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir. 1943 yılında orman tahdit sınırları içerisinde kalıp, 1965 yılında yapılan arazi kadastrosu çalışması sırasında orman olarak tescil harici bırakılan dava konusu eski 185 parsel sayılı taşınmaz, 1976 yılında tarla vasfıyla Hazine adına tespit edilmiş, ... tarafından ... Tapulama Hakimliğinin 1979/23 Esas sayılı dosyasında taşınmazın tespitine itiraz edilmesi üzerine Mahkemece, 1965 yılında yapılan tescil harici bırakma işleminin de bir kadastro işlemi olduğu gerekçesiyle, 1976 yılında yapılan tespitin iptal edilerek hükümsüz sayılmasına karar verilmiş, hüküm Yargıtay denetiminden geçmek suretiyle kesinleşmiştir. Bilahare Hazine tarafından, eski 185 parsel sayılı taşınmaza ... tarafından yapılan müdahalenin men’i ve taşınmazın Hazine adına tescili istemiyle ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1980/833 Esas sayılı dosyasında dava açılmış, Mahkemece taşınmazın 1976 yılına kadar orman vasfında olduğu, 1976 yılında ise orman sınırları dışına çıkarılan alanda kaldığı, davalının taşınmazı zilyetlikle iktisap edebilmesi için yeterli sürenin de geçmediği gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu taşınmaza ...’ın müdahalesinin men’ine, taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmiş ve taşınmaz 08.09.1987 tarihinde Hazine adına tarla vasfı ile tescil edilmiştir. Davacı ... temyize konu iş bu dosyada, dava konusu taşınmazın kendi fiili kullanımında bulunduğunu, taşınmazın 1976 yılında orman sınırları dışına çıkartıldığını iddia ederek, taşınmazın beyanlar hanesine, taşınmazın orman sınırları dışına çıkartıldığı ve kendi fiili kullanımında bulunduğu şerhinin yazılması istemiyle dava açmıştır. Dosya kapsamından dava konusu 8197 ada 41 parsel (eski 185 parsel) sayılı taşınmazın, 1976 yılında orman sınırları dışına çıkarılan alanda kaldığı ancak taşınmazda 3402 sayılı Kanun"un Ek-4. maddesi çerçevesinde kullanım veya güncelleme kadastrosu çalışması yapılmadığı anlaşılmaktadır. 2/B alanlarında kullanım kadastrosu yapılması işlemi idari bir tasarruf olup, kullanım kadastrosu bulunmayan yerde zilyetlik şerhi verilmesine ilişkin talebin dinlenme olanağı bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, dava konusu taşınmazın orman sınırları dışına çıkarılan alanda kaldığına dair şerh verilmesinde engel bulunmamakla birlikte taşınmazda davacı lehine zilyetlik şerhi verilmesi isabetsiz olup, davacının bu yöndeki talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeler ile davacının tüm talepleri yönünden davanın kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 27.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.