19. Hukuk Dairesi 2018/1245 E. , 2019/4794 K.
"İçtihat Metni"Asıl ve birleşen davada davacı ... & ... Petrol A.Ş. vek. Av. ... ile asıl ve birleşen davada davalı ... Otomotiv San. ve Tic. A.Ş. vek. Av. ... arasında görülen dava hakkında İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi"nden verilen 2010/264 esas ve 2014/277 karar sayılı ve 13/10/2014 tarihli hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 2016/13526 esas ve 2017/8058 karar sayılı ve 19/12/2017 tarihli ilamına karşı asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından süresi içinde karar düzeltme yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- K A R A R -
Asıl davada davacı vekili, taraflar arasında akdedilen 22.08.2007 tarihli anlaşmaya istinaden, davalı şirketin, satışa arz edeceği madeni yağ ürünlerini münhasıran davacı şirketten tedarik etmeyi, anlaşmaya uygun olarak ticari münasebeti sürdürmeyi ve borçlarını gününde ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, ancak davalının bildirimde bulunmaksızın servis işletmesini bırakarak faaliyetine son verdiğini, davacı şirket tarafından anlaşmanın haklı nedenle feshedildiğini, anlaşma gereğince borçlu şirkete 61.170 TL işletme desteği olarak ödeme yapıldığını, bu bedellerin iadesinin gerektiğini, davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, itiraz üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, davalının itirazının iptaline, takibin devamına, icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı vekili, işletmenin kapanmış olmasında davalının kusuru bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davacı vekili, taraflar arasında akdedilen 22/08/2007 tarihli anlaşmanın davacı şirket tarafından haklı nedenle feshedildiğini, davalı şirkete 10.500 USD pazarlama desteği (satış faturalarına göre düzenlenen ciro primi) olarak yapılan ödemenin iadesi için davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, itiraz üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, davalının itirazının iptaline, takibin devamına, icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalının işyerini kapatarak faaliyetini sonlandırması nedeni ile sözleşmenin sona ermesine neden olduğu, davacı tarafından verilen destek primlerinin karşılıksız kalması nedeni ile sözleşmenin 6. maddesine istinaden ödenen işletme ve pazarlama (ciro primi) desteğini davacının geri talep etme hakkının mevcut olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 2016/13526 esas ve 2017/8058 karar sayılı ve 19/12/2017 tarihli ilamıyla, “Taraflar arasındaki 22.08.2007 tarihli sözleşmenin 6. maddesinde “Anlaşmanın süresinden önce müşterinin ihlali nedeniyle sona ermesi veya anlaşma süresince toplam tonaj taahhüdünün satın alınmaması halinde müşteri, STP"den aldığı yukarıda bahsi geçen nakdi ve işletme desteğini nakden ve defaten kendisine bildirildiği tarihten itibaren 1 hafta içerisinde iade etmeyi şimdiden kabul ve taahhüt etmiştir.” denilmektedir. Ciro prim bedeli sözleşmede ayrıca düzenlenmiş olup, bu madde kapsamında geri alınması kabil alacaklardan gösterilmemiştir. Bu durumda mahkemece talebin ciro primi yönünden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde tam kabul verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiş, bu karara karşı asıl ve birleşen davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
(1) Asıl ve birleşen davacı vekilinin karar düzeltme talebi üzerine yeniden yapılan incelemede; asıl dava davalı borçluya ödenen işletme desteğine ilişkin alacağın tahsiline yönelik yapılan icra takibine itirazın iptali, birleşen dava 10.500 USD + KDV karşılığı pazarlama desteğinin davalı borçludan tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece gerek birleşen gerekse asıl davada alınan bilirkişi raporları, tarafların hukuki durumu ile sözleşme ve dosya içerisindeki delillerle uyumlu olmayıp, yapılan hukuki yorum da doğru değildir.
Taraflar arasında ticari alım-satım sözleşmesinden kaynaklanan ilişki bulunmaktadır. Bu sözleşme kapsamında, davacının, davalıya sözleşmenin 6. maddesi uyarınca pazarlama desteği adı altında nakdi işletme desteği vereceği, yine sözleşmenin 8. maddesi uyarınca da, davalı davacıdan tüm sözleşme dönemi içinde verdiği tonaj taahhüdüne uygun olarak alımlarını gerçekleştirmiş olmak şartıyla, 45.000 mton motor yağının prim olarak davacı tarafından davalıya bedelsiz verileceği kararlaştırılmıştır.
Taraflar arasındaki sözleşmenin yürürlükte olduğu dönem içerisinde bilirkişi raporlarına göre davalı sözleşmenin 8. maddesi uyarınca yapmış olduğu satış nedeniyle davacıya 6 adet toplamda 84.102,92 TL ciro primi faturası kestiği ve bu faturalar karşılığında davacıdan bedelsiz ürün aldığı anlaşılmaktadır.
Gerek asıl ve gerekse birleşen dava ve icra takiplerinde davacının ciro prim alacağı talebi bulunmadığından bu faturalar davacı alacağının hesaplanmasında dikkate alınamaz. Kaldı ki, davacının her iki davada da istemi sözleşmenin 6. maddesinde belirtilen pazarlama-nakdi ve işletme desteği adı altında davalıya yapılan nakdi ödemelerin geri iadesi ve tahsili istemine ilişkindir. H.M.K.’nın 26. maddesi uyarınca mahkeme taleple bağlıdır. Bu nedenle Dairemizce ciro prim bedeline ilişkin alacak isteminde bulunulduğu yönündeki bozma gerekçesi yerinde değildir.
Davalı, davacının tüm sözleşme süresince işletme desteği olarak, 10.500 USD karşılığı olarak toplam 15.344,48 TL, pazarlama desteği olarak ise toplam 10.620.-TL, buna göre yapmış olduğu tüm nakdi ödemelerin toplamının 25.964,48 TL olduğunu beyan ve kabul etmiştir.
Davacı davalının kabulünde olduğu 25.964,48 TL ödeme dışında davalıya ciro prim bedeli dışında ödeme yaptığını ispatla yükümlüdür.
Bilirkişilerin ve mahkemenin, davalı tarafından davacıya kesilen ciro prim bedeline ilişkin faturaların, davacı alacağı olarak davalıdan istenebileceği yönündeki görüş ve gerekçeleri yerinde değildir.
Yukarıda açıklanan hususlar çerçevesinde davacı vekilinin asıl ve birleşen davalara yönelik karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 2016/13526 esas ve 2017/8058 karar sayılı ve 19/12/2017 tarihli ilamının kaldırılarak davalının temyiz talebinin yeniden incelenmesi gerekmiştir.
(2) Davalı, birleşen davada takip konusu yapılan 10.500 USD + KDV alacağı karşılığı olan 15.344,48 TL ödemeyi aldığını kabul ettiğinden davalının birleşen davaya yönelik temyiz itirazı yerinde değildir. Bu nedenle davalının birleşen davaya yönelik temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
(3) Asıl dava yönünden yapılan incelemede, yukarıdaki (1) nolu bentte açıklanan olgular ve hukuki durum çerçevesinde taraf delillerinin ibrazı sağlanıp, inceleme ve araştırma yapılarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, hatalı hukuki değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden mahkemece asıl davaya yönelik verilen hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıdaki (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 2016/13526 esas ve 2017/8058 karar sayılı ve 19/12/2017 tarihli ilamının kaldırılmasına, (2) nolu bend uyarınca asıl ve birleşen davalı vekilinin birleşen davaya yönelik temyiz isteminin REDDİNE, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, asıl ve birleşen davanın temyizi için asıl ve birleşen dava davalısından alınan temyiz harcının talebi halinde kendisine iadesine, davacının karar düzeltme yoluna başvururken yatırdığı peşin harcın talebi halinde davacıya iadesine, 16/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.