20. Hukuk Dairesi 2018/5380 E. , 2019/2327 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili dava dilekçesinde özet ile: ... ilçesi, ... köyü, ... mevkiinde bulunan ... 941 tarih 106 Mart 942 tarih 3 Nisan 942 tarih 4 Haziran 942 tarih 71 sayılı tapu kayıtlarına bağlanan cinsi tarla olarak görülen toplam 13.579 dönüm miktarındaki taşınmazın tamamının açılan izaleyi davası soncunda ... Mahkeme Başkatipliğinin 1943/2 E. sayılı dosyasında 1 Şubat 1943 tarihinde yapılan açık arttırma neticesinde...tarafından 31.000,00 TL bedelle satın alındığını, muris İbrahim Burduroğlu"nun taşınmazın tamamını tapuya güven duymak sureti ile satın aldığını, muris ... ...nun bu şekilde satın alarak kullandığı taşınmazın bir kısmını kardeşi...na bir kısmını da ... ..."e Şubat 1944 tarih ve 67 no.su ile sattığını, ... "in de taşınmazı ..."e devrettiğini, yörede yapılan tapulama çalışmasında 1954 yılında taşınmazın bir kısmının 630 parsel altında..., ... ve...adına tespit edildiğini, müvekkili ve murislerinin kendilerine ait tapu kaydı kapsamında olup zilyetliklerinde ve tasarruflarında bulunan buna rağmen tapu miktar fazlası olarak Hazine adına tespit gören 609, 621, 622, 623, 638 ve 834 parsellerin hakkında ... Tapulama Mahkemesine dava açtıklarını, davanın sonucunda ... Tapulama Mahkemesinin 18/02/1982 tarih 1981/36 E. 1982/254 K. sayılı kararının bozma kararı gereğince inceleme yapılmadan tüm taşınmazların Hazine lehine tesciline karar verildiğini, müvekkillerinin zararlarının 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesinin öngördüğü kusuruz sorumluluk kapsamında giderilmesi gerektiğini ileri sürerek, müvekkillerin tapuya güven duyarak satın aldıkları taşınmazların mahkeme kararı ile ellerinden alınmış olması nedeniyle şimdilik 100.000,00TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Hazine vekili süresi içinde verdiği cevap dilekçesinde özetle; davanın süresinde açılmadığını, ... Tapulama Mahkemesinin kararının 25/03/1983 tarihinde kesinleştiğini, davanın 10 yıllık süre geçtikten sora açıldığını, bu nedenle davanın zamanaşımından reddinin gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davanın zamanaşımı süresi nedeni ile reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya kapsamından ... ilçesi ... köyünde 1954-1955 yılları arasında yapılan tapulama çalışması sırasında 630 parselin Şubat 1945 tarih ve 114 ve 67 nolu tapulara dayanılarak İbrahim Burduroğlu, ... ve ... adına tespit edildiği, Hazine tarafından tespite itiraz davası açıldığı, 621, 622, 623 parsellerin ise Devletin hüküm ve
tasarrufu altındaki yerlerden olduğundan bahisle Hazine adına, 638 ve 834 parsellerin ise bataklık sazlık olduğu gerekçesiyle Hazine adına tespit edildiği, iş bu parsellere de...ve ... tarafından aynı tapu kapsamında kaldıkları gerekçesiyle itiraz edilmesi üzerine, davaların birleştirilerek tapulama mahkemesinin 1955/128 E. sayılı dosyası üzerinde birleştirildiği, yapılan yargılama sonucu mahkemenin 1955/128 E.-1979/25 K. sayılı ilamıyla 622 ve 623 parsellerde itirazın reddi ile taşınmazların tespit gibi tesciline, 638 ve 834 parsellerin İbrahim, İsmail ve Kevser adına tesciline, 621 ve 630 parsellerin ise kısmen ...,...ve ... adına kısmen de Hazine adına tesciline karar verildiği, tarafların temyizi üzerine Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 22/5/1980 gün ve 1979/12618 E. -1980/6316 K. sayılı ilamıyla hükmün bozulmasına karar verildiği, bozma kararında...ve arkadaşlarının dayandığı tapu kaydının dayanağını teşkil eden tapu kaydının T. Evvel 297 gününde 45 sayı ile Abidin Paşa adına ihya şartına bağlı olarak oluşturulduğu, o tarihte yürürlükte bulunan Arazi Kanunnamesinin 103. madde hükmünün bu tapunun hukuksal nedenini teşkil ettiği, ancak taşınmazın tathir ve ihyası yapılmadığından kayıt sahibinin bu tapu kaydına dayanarak bir hak ileri süremeyeceği, böyle bir yerin satın alınması durumunda satın alanın iyiniyet iddiasında bulunmasının olanaksız olduğunun belirtildiği, bozma sonrası dosyanın mahkemenin 1981/36 nolu Esasına kaydedildiği ve yargılama sırasında mahkemece bozma ilamına uyulduğu, bu defa 1981/36 E- 1982/254 K. sayılı ilamıyla tüm taşınmazların Hazine adına tesciline karar verildiği, hükmün Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 1982/7266 E- 12082 K sayılı ilamıyla, 19/10/1982 gününde onandığı, davacıların karar düzeltme istemlerinin ise aynı Dairenin 25/03/1983 gün ve 1983/4307 E- 4490 K. sayılı ilamıyla reddedilmesi üzerine hükmün 25/03/1983 tarihinde kesinleştiği, davacılar tarafından iade muhakeme talep edilmişse de mahkemenin 1983/40 E- 1985/45 K. sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama sonucu iadei muhakeme taleplerinin reddine karar verildiği, Tapulama Mahkemesinin 1983/40 E- 1985/45 K. sayılı dosyası yapılan arşiv araştırmasında bulunamamış ise de dosya kapsamından hükmün 17/01/1992"de onanması üzerine 1992 yılında ... Tapulama Müdürlüğüne dosyanın teslim edildiği, eldeki dosyanın ise 10/03/2014 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dava TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, Tapulama Mahkemesinin 1981/36 E- 1982/254 K. sayılı kararının kesinleşmesinden itibaren itibaren 10 yıllık genel zamanaşımı süresi geçtikten sonra eldeki davanın açılması ve davalı Hazinenin de süresi içinde verdiği cevap dilekçesiyle zamanaşımı definde bulunmuş olmasına ayrıca yargılamanın yenilenmesi istemiyle yeni bir durum yaratılmadığı, Tapulama Mahkemesinin 1983/40 -1985/45E- K. sayılı davanın zamanaşımını kesmeyeceği ya da durdurmayacağından verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 04/04/2019 günü oy birliği ile karar verildi.