1. Hukuk Dairesi 2015/4821 E. , 2017/6672 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, kayden paydaşı oldukları 7657 ada 16 parsel sayılı taşınmaza davalıların gecekondu yapmak suretiyle müdahale ettiklerini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisile karar verilmesini istemişleridir.
Davalılar, taşınmazda kendilerinin de paydaş olduklarını, davacıların yararlanmasına engel olmadıklarını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ilişkin karar Dairece “... Ne var ki, dava dilekçesinde sadece ecrimisil isteği yönünden değer bildirildiği, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteği yönünden ise bir değer bildirilmediği gibi, çekişmeli taşınmazın ve yapının keşfen belirlenen değeri üzerinden de harç ikmal ettirilmediği, davacının ıslah yoluyla ecrimisil tutarını artırdığı ve artırılan ecrimisil tutarı üzerinden harç alınmış ise de, taşınmazın ve yapının değeri üzerinden keza harç yatırılmadığı, bu durumda, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteği yönünden harç alınmaksızın neticeye gidildiği anlaşılmaktadır...öncelikle yukarıda açıklanan usüli işlemlerin tamamlanması ondan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir...” gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne ilişkin karar Dairece “... yıkım isteği bakımından harç ikmâl edilmeden, bu yöndeki usulî işlemler tekemmül ettirilmeden neticeye gidilmiş olması doğru değildir. Öte yandan,...davalıların taşınmazı kullanımlarının muvafakate dayalı olduğu, başka bir ifade ile taraflar arasında Borçlar Kanununun 299. maddesi (6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 379. md.) hükmü uyarınca sözlü olarak ariyet akdi yapıldığı ve dava açılmakla muvafakatin geri alındığı, yani aynı yasanın 304. maddesi gereğince akdin feshedildiği ve davalıların fuzuli şagil konumuna düştüğü kabul edilmelidir. Buna göre, fuzuli şagilin (haksız kullanımın) taşınmaz mâlikine tasarrufundan dolayı ödemekle yükümlü bulunduğu en azı kira bedeli, en fazlası mahrum kalınan gelir kaybı olan haksız işgal tazminatı ile davalıların sorumlu tutulmasına olanak bulunmadığı açıktır....yıkım isteği bakımından da çekişme konusu edilen bina değeri üzerinden harç ikmâlinin yapılması, ondan sonra işin esası bakımından bir hüküm kurulması gerekirken anılan husus göz ardı edilerek eksik harç alınmasına yol açacak şekilde karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi, davalıların uzun süreli kullanımına davacıların ses çıkarmamasının muvafakat sayılacağı, dolayısıyla ecrimisil isteğinin de reddi gerektiği dikkate alınmadan yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir...” gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde elatmanın önlenmesi ve yıkım talebinin kabulü ile ecrimisil talebinin reddine karar verilmiştir.
Karar, davalılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’nün raporu okundu. Düşüncesi alındı, dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Dava, paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde, tarafların dava konusu 7657 ada 16 parsel sayılı 310m² miktarlı arsa nitelikli taşınmazda paydaşı oldukları, 13.01.2009 tarihli bilirkişi raporuna göre taşınmaz üzerindeki 3 katlı, bitişik nizam, betonarme karkas tarzda inşa edilmiş binanın hemen hemen arsanın tamamını kapsadığı, dolayısıyla davacıların taşınmazdan yararlanamadığı sabittir.
Bilindiği üzere; Türk Medeni Kanununun 692. maddesi hükmü gereğince, paylı malın özgülendiği amacın değiştirilmesi, korumanın veya olağan şekilde kullanmanın gerekli kıldığı ölçüyü aşan yapı işlerine girişilmesi veya paylı malın tamamı üzerinde tasarruf işlemlerinin yapılması, oy birliği ile aksi kararlaştırılmış olmadıkça bütün paydaşların kabulüne bağlıdır. Bu durumda, elatmanın önlenmesi isteği yönünden davacıların payı oranında davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik yoktur.
Hemen belirtilmelidir ki; harç kamu düzeni ile ilgili olup temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın re’sen gözetilmesi gereken hususlardandır.
Eldeki dava, 492 sayılı Harçlar Yasası"nın 1 sayılı tarifesine bağlı olarak nisbi harca tâbi nitelikteki davalardandır. Harçlar Yasası"nın 16. maddesi hükmü ve 04.03.1953 tarihli 10/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince, elatmanın önlenmesi, yıkım (ve ecrimisil) gibi istekleri içeren gayrimenkulün aynına taalluk eden davalarda, elatılan taşınmazın değeri ile yıkımı istenen yapının kıymetinin (ve istenen ecrimisil bedelinin) toplamının davanın değerini teşkil edeceği gerek mahkemenin görevi ve gerekse tahsil edilecek harcın bu değer gözetilmek suretiyle belirleneceği, bunun ise keşfen belirlenen değer olacağı tartışmasızdır.
Öte yandan; yıkım isteği yönünden dava konusu taşınmazın üzerinde bulunan binanın tamamının yıkımına karar verilmesi gerekirken infazda tereddüt yaratacak şekilde ½ oranında yıkıma karar verilmesi doğru olmadığı gibi yıkım isteği bakımından pay oranında değer tespiti ile karar ilam harcının tahsili isabetli değildir. Ancak, bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; hükmün “Kal isteğinin kabulüne, 1/2 paya tekabül eden arsa üzerinde bulunan tecavüzlü yapının kal"ine, yıkım masrafının davalılara yükletilmesine” ibaresinin hükümden çıkarılarak, yerine “Kal isteğinin kabulüne, arsa üzerinde bulunan tecavüzlü yapının kal"ine, yıkım masrafının davalılara yükletilmesine” ibaresinin yazılmasına ve hükmün “Peşin harcın mahsubu ile bakiye 14.672,04 TL karar ve ilam harcının davalılardan alınmasına, davacının peşin yatırdığı 7.691,25 TL harç parasının davalılardan alınarak davacıya ödenmesine” ibaresinin hükümden çıkarılar, yerine “Peşin harcın mahsubu ile bakiye 23.714,88TL karar ve ilam harcının davalılardan alınmasına, davacının peşin yatırdığı 7.691,25TL harç parasının davalılardan alınarak davacıya ödenmesine” ibaresinin yazılmasına, 6100 sayılı HMK"nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 22.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.