19. Ceza Dairesi 2019/29908 E. , 2021/792 K.
"İçtihat Metni"
Karşılıksız çek düzenleme suçundan sanık ..."in, 5941 sayılı Çek Kanunu"nun 5/1 ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 52/2. maddeleri gereğince 21.005,51 Türk Lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair Mersin 4. İcra Ceza Mahkemesinin 26/09/2017 tarihli ve 2017/563 esas, 2017/778 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, infaz savcılığı tarafından 5941 sayılı Kanun"un 5/1. fıkra 2. cümlesinin Anayasa Mahkemesince iptal edilmesi üzerine oluşan tereddüdün giderilmesi talebi üzerine, cezanın aynen infazına ilişkin anılan Mahkemenin 14/08/2018 tarihli ve 2017/563 esas, 2017/778 sayılı ek kararı aleyhine, Adalet Bakanlığı"nın 08.05.2019 gün ve 3353 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 21.05.2019 gün ve KYB. 2019/52859 sayılı ihbarnamesi ile dairemize gönderilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre:
1)10/10/2017 tarihli ve 30206 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 26/07/2017 tarihli ve 2016/191 esas 2017/131 sayılı kararı ile 5941 sayılı Kanun"un 1. fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “çekin üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Kanuna göre ticari işlerde temerrüt faizi oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile takip ve yargılama gideri toplamından” şeklindeki ibarenin iptal edildiği,
Her ne kadar 1982 Anayasasının 153/5. maddesine göre, Anayasa Mahkemesi iptal kararlarının geriye yürümeyeceği belirtilmiş ise de; söz konusu iptal kararının sanık lehine bir durum ortaya çıkardığı, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 7/2. maddesinde, "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur." ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9/3. maddesindeki “Lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir.” şeklindeki düzenlemeler uyarınca, sanığın hukukî durumun yeniden değerlendirilerek lehe olan, söz konusu iptal kararı sonrası yürürlük kazanan 5941 sayılı Kanun"un 5/1. maddesinde yer alan, "(Değişik: 15/7/2016-6728/63 md.) Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adli para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adli para cezası; çek bedelinin karşılıksız kalan miktarı, (…)(2) az olamaz." hükmü gereğince sanık lehine bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde,
2) Benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 19. Ceza Dairesinin 18/06/2018 tarihli ve 2018/3098 esas, 2018/7281 karar sayılı ilamında "10/10/2017 tarihli ve 30206 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 26/07/2017 tarihli ve 2016/191 esas 2017/131 sayılı kararı ile 5941 sayılı Kanun"un 1. fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “çekin üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Kanuna göre ticarî işlerde temerrüt faizi oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile takip ve yargılama gideri toplamından” şeklindeki ibarenin iptal edilmiş olması karşısında, sanık hakkında bankanın sorumlu olduğu miktar düşüldükten sonra karşılıksız kalan çek bedelleri kadar adli para cezalarına hükmedilmesi gerekirken, çek bedellerinin karşılıksız kalan miktarları üzerine ticari temerrüt faizi, takip ve yargılama gideri toplamları da eklenmek suretiyle fazladan adli para cezasına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu" şeklinde belirtildiği üzere, sanık hakkında bankanın kanunen ödemekle yükümlü olduğu miktar düşüldükten sonra karşılıksız kalan çek bedeli kadar adli para cezasına hükmedilmesi gerektiği,
Somut olayda, şikâyete konu 26/05/2017 keşide tarihli, Denizbank Mersin Şubesine ait C3-9544106 seri numaralı ve 18.000,00 bedelli çekin bankaya ibrazında karşılığının bulunmadığının çekin arka yüzüne şerh düşüldüğünün anlaşılması karşısında, 5941 sayılı Kanun"un 3/3-a-1. maddesi uyarınca Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından 2017 yılı içi belirlenen muhatap bankanın, hamile süresinde ibraz edilen her çek yaprağı için ödeme yapmakla yükümlü olduğu 1.410,00 Türk Lirasının, çek bedeli olan 18.000,00 Türk Lirasından mahsup edildikten sonra sanığın karşılıksız kalan kısım olan 16.590,00 Türk Lirası miktarı üzerinden adli para cezası ile cezalandırılması yerine, fazla ceza tayin edilerek yazılı şekilde karar verilmesinde,
İsabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla,
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, Mersin 4. İcra Ceza Mahkemesinin 14/08/2018 tarihli ve 2017/563 esas, 2017/778 sayılı ek kararının CMK"nun 309/4-d maddesi uyarınca kanun yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre; Mersin 4. İcra Ceza Mahkemesinin 26/09/2017 tarihli ve 2017/563 esas, 2017/778 sayılı gerekçeli kararının HÜKÜM kısmının ilk paragrafı hükümden çıkartılarak yerine;
"...5941 sayılı Kanun"un 5/1. maddesi gereği sanığın 5 gün adli para cezasıyla cezalandırılmasına, verilen adli para cezasının TCK"nin 52/2. maddesi gereği, sanığın ekonomik ve diğer şahsi halleri göz önünde bulundurularak, günlüğü 100 TL"den paraya çevrilmesiyle 2.000 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına, Çek Kanunu"nun 5. maddesine göre verilecek ceza, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olmayacağından sanığın neticeten 16.590 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına,
Sanığın ekonomik ve şahsi hallerini göz önünde bulundurarak, hükmün kesinleşme tarihinden itibaren bu cezanın her ay eşit miktarda taksitler halinde ve toplamda 24 taksitte ödenmesine,..." ibaresinin eklenmek suretiyle DÜZELTİLMESİNE, hükmün geri kalan kısımlarının aynen korunmasına ve bu şekilde infazına, 01.02.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.