1. Hukuk Dairesi 2015/4521 E. , 2017/6663 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVALILAR : ... V.D.
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davalı lardan ... aleyhindeki davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı ... vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Davacı, parsel sayılı taşınmazda 6 no"lu dairenin maliki olduğunu, dava dışı boşandığı eşi aleyhine yapılan usulsüz icra takibi sırasında taşınmazın ihale ile davalılardan ...’e satıldığını, ...’in de taşınmazı davalı ...’ya devrettiğini ileri sürerek, tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, kayıt maliki davalı ... hakkındaki davanın iddianın kanıtlandığı gerekçesi ile kabulüne, diğer davalılar hakkındaki davanın reddine dair verilen 09.02.2007 tarihli karar Dairece; “ Somut olaya gelince, mahkemece, icra ihalesinin feshedilerek iptal edilmiş olması başlı başına kaydın iptalini gerektireceği düşüncesiyle, davanın kabulü cihetine gidilmiş, oysa, davalı ... yönünden iyi niyet olgusu bakımından bir araştırma yapılmamıştır. Hal böyle olunca, davalı ... bakımından iyi niyet araştırması yapılması, ondan sonra hasıl olacak duruma göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik soruşturma ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın tüm davalılar yönünden reddine dair verilen kararın davacı tarafından temyizi üzerine, Dairece ; “ Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, hükmüne uyulan bozma ilamı sonrasında davanın reddine karar verilmiştir. Dairenin bozma ilamında somut olay açıklandıktan sonra mahkemece ne yönde araştırma yapılması gereği açıklanmıştır. Ne var ki, bozma ilamına uyulmasına rağmen yapılan araştırma ve incelemenin hükme yeterli ve elverişli olduğunu söyleyebilme imkanı yoktur.
Şöyle ki, dava konusu taşınmazın son kayıt maliki davalı ...’nun taşınmazı ediniminde iyi niyetli olup olmadığı hususu açıklığa kavuşmuş değildir.
Hal böyle olunca; önceki bozma ilamında açıklanan ilke ve olgular gözetilerek hükme yeterli araştırma ve incelemenin yapılması, mahallinde uzman bilirkişilerle yapılacak keşif ile dava konusu edilen 6 no"lu bağımsız bölümün davalı ...’nın satın aldığı tarihteki gerçek değerinin ne olduğunun belirlenmesi, davalı ...’nın taşınmazı satın aldıktan sonra diğer davalıların avukatı olan Av. Mehmet Peköz’e vekalet vererek yerin tahliyesini sağladığı hususu üzerinde durulması, ayrıca taşınmazı halen kimin kullandığının belirlenmesi ve nihayet dosya kapsamı ile davalı ...’nın aynı taşınmazda 4 no"lu dairede oturduğu beyan edildiğinden aynı taşınmazda oturup oturmadığının da tespit edilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davalılardan Kübra haricindeki davalılar aleyhine açılan davanın reddine, davalılardan Kübra Özoğuz aleyhine açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.
Yerel Mahkemece 29.12.2011 tarih 2011/9806 Esas-2011-14059 sayılı bozma ilamından sonra, bozma ilamı doğrultusunda belirtilen hususlarda araştırma yapılmıştır. Bozma sonrası yapılan keşif sonucu verilen bilirkişi raporunda; “ dava konusu gayrimenkulün, tapuda ... ili, ... ilçesi, ... ... Mahallesi, ... ... Sokağında kain, 46 pafta, ... ada, ... parsel sayılı kat mülkiyeti tesis edilmiş olan ana taşınmazdaki 2. kat 6 bağımsız bölüm nolu olarak kayıtlı, ... ili, ... ilçesi, ... ... Mahallesi, ... ... Sokağı, Eski No:9, Yeni No:13, Kat:2 D:5 adresinde bulunan mesken olduğu, ana taşınmazda kat mülkiyetinin tesis edilmiş olduğu, dava konusu dairenin satış tarihi olan 03/05/1999 tarihi itibariyle değerinin 7.000,00 TL, olduğunun tespit edildiği, dosyada mevcut elektrik, su, doğalgaz ve telefon faturalarından görüleceği gibi davalı alıcı ... nun halen 2. kat 5 kapı nolu dairede ikamet etmekte olduğu, 2.kat 5 kapı nolu dairenin dava konusu daire olduğu” hususlarındaki kanaatlerini bildirildiği görülmüştür.
Dosya içeriği, toplanan deliller özellikle davalı tanığı emlakçının beyanı değerlendirildiğinde; ...’nın satıcı ...’i tanımadığı, çekişme konusu taşınmazın bulunduğu binada başka bir dairede oturmadığı, dava konusu daireyi emlakçı aracılığı ile satın aldığı, emlakçının beyanına göre de rayiç değere yakın 6.500,00 TL gibi bir bedel ödediği, daireyi satın alır almaz bu daireye ait elektrik, doğalgaz aboneliklerini yaptırıp, bağımsız bölümde oturmaya başladığı ve halen de dava konusu taşınmazda oturduğu anlaşılmaktadır.Bu durumda kayıt maliki Kübra’nın kötü niyetli olduğu davacı tarafından kanıtlanmış değildir.
Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davalının yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile yukarıda açıklanan nedenlerden ötürü hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 22.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.