11. Hukuk Dairesi 2015/9758 E. , 2016/4646 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 21/04/2015 tarih ve 2014/243-2015/208 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalının yüklerin göndereni/yükleteni sıfatına haiz olduğu dört ayrı konşimento tahtında ... Limanı"ndan ...."nin .... Limanı"na taşıma işi yaptığını, taşınan malların süresinde ve hasarsız biçimde alıcısına teslim edilerek navlun ve diğer ücretlere hak kazandığını, davalının söz konusu ücretleri ödememesi nedeniyle 124.797,72 USD"nin takip gününde karşılığı olan 261.026,91 TL alacağın tahsili için davalı aleyhine icra takibine başlanıldığını, davalının itirazı nedeniyle takibin durduğunu, ileri sürerek davalının ... İcra Müdürlüğü"nün 2014/5257 esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın % 20"sinden aşağı olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu taşımalara ilişkin konşimentolarda uyuşmazlıkların çözümünde ... mahkemelerinin yetkili olduğuna ve ... Hukuku"nun uygulanacağına dair düzenleme bulunduğunu, bu düzenleme uyarınca mahkemenin davaya bakma hususunda yetkili olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki ilişkinin şartlarını belirleyen konşimentoların 26. maddesinde ABD ile ilgili yapılan taşımalar dışında “... diğer hallerde iş bu konşimento ... Hukuku uyarınca yorumlanacak ve doğan uyuşmazlıklarda ... Yüksek Mahkemesi münhasıran yetkili olacaktır...” şeklinde düzenleme yapıldığı, bu düzenlemenin devamında “..alternatif olarak ve sadece taşıyanın seçim hakkına bağlı olarak taşıyan, tacirin yetkili iş yeri mahkemesinde de tacir aleyhine dava açabilir.” denilmiş ise de bu kısmın ancak yetki konusunda seçim hakkının davacı taşıyana geçmesi halinde uygulanacak kuralı düzenlediği gerekçesiyle HMK"nın 115/2. maddesi gereğince davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, deniz taşımasından kaynaklanan navlun ve diğer ücret alacağının tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece davacı şirketin yabancı menşeili olması nedeniyle sözleşmenin yabancılık unsuru taşıdığı, taraflar arasında düzenlenen konşimentolarda ihtilafların çözümünde, ... Yüksek Mahkemesi"nin münhasıran yetkili olacağı ve ... Hukukunun uygulanacağı yönünde düzenleme bulunduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Dairemizin 22.05.2000 tarih ve 2000/3706 E, 2000/4482 K sayılı kararında belirtildiği üzere münhasır yetki ve kamu düzeninin söz konusu olmadığı hallerde yabancılık unsuru taşıyan ve borç ilişkilerinden doğan uyuşmazlıklarda yabancı bir devlet mahkemesinin yetkili kılınması mümkün ve böyle bir halde kural olarak davanın yetkili kılınan yabancı devlet mahkemesinde açılması gerekir ise de; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 09.05.1984 gün ve 1982/12-524 E, 1984/522 K sayılı ilamında da belirtildiği üzere iyiniyet kuralları yetki konusunda da uygulama yeri bulur.
Somut olayda, yabancı devlet mahkemesini yetkilendiren yetki sözleşmesine rağmen yabancı uyruklu taşıyan, Türk uyruklu davalının ikametgah mahkemesinde dava açtığından, kendi ikametgah mahkemesinde kendisini daha iyi savunabilecek olan davalının davaya bakma hususunda ... Yüksek Mahkemesi"nin yetkili bulunduğu yolundaki itirazı TMK’nın 2. maddesi hükmüne aykırılık oluşturur.
Kaldı ki, taraflar arasında düzenlenen konşimentoların Hukuk ve Yetki başlıklı 26. maddesinde "Alternatif olarak ve sadece Taşıyan"ın seçim hakkına bağlı olarak, Taşıyan, Tacir"in yetkili iş yeri mahkemesinde de Tacir aleyhine dava açıbilir" şeklinde hükme yer verilmiş olup bu hüküm uyarınca da davalının ikametgahı mahkemesinde dava açılmasına engel bir durum bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle mahkemece davalının yetki itirazının TMK’nın 2. maddesi hükmü ile bağdaşmayacağı nazara alınarak yetki itirazının reddiyle işin esasının incelenerek sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeksizin yazılı gerekçeyle dava dilekçesinin yetki yönünden reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 25/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.