23. Hukuk Dairesi 2013/1244 E. , 2013/2369 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Davacının açmış olduğu iflasın ertelenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde müdahiller ... Alüminyum İnş. San. Tic. Ltd. Şti. ve Euler ... Sigorta A.Ş. vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili müvekkili şirketin 1980 yılında kurulduğunu; güneş enerjisi sistemleri, asma tavan ve aydınlatma elemanları üretimi ile iştigal ettiğini, bir süredir yatırımlara ağırlık verdiğini ve bu amaçla banka kredisi kullandıklarını, ekonomik krizin hammadde fiyatlarını yükseltmesi, ithalata devletin ilave fonlar koyması ve oluşan finansman giderleri nedeniyle borca batık hale geldiğini; üretim, pazar bulma gibi sorunlarının bulunmadığını, tek sıkıntının işletme sermayesi yokluğu olduğunu, bunun da sermayenin 750.000,-TL arttırılmasına ek olarak erteleme süreci içinde sağlanacak faaliyet geliri ile aşılabileceğini ileri sürerek, iflasın bir yıl süreyle ertelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece iddia, müdahil beyanları, kayyım ve bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, ertelemenin maddi ve biçimsel koşullarının oluştuğu, davacı şirketin iyileşme ümidinin bulunduğu ve özellikle erteleme kararı verilmesi durumunda şirketten alacaklı olanların uğrayacakları zararın, iflas kararı verilmesi halinde uğranılacak zarardan daha az olacağı gerekçesiyle iflasın altı ay süreyle ertelenmesine karar verilmiştir.
Kararı, müdahiller ... Alüminyum İnş. San. Tic. Ltd. Şti. ve Euler ... Sigorta AŞ. vekili temyiz etmiştir.
İflasın ertelenmesine karar verilebilmesi için davacı şirketin borca batık durumda olması, fevkalade mühletten yararlanmamış bulunması ve sunacağı ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi çerçevesinde borca batıklıktan kurtularak, sürdürülebilir bir mali duruma kavuşması hususunda objektif ve güçlü bir ihtimalin bulunması gerekir.
Dosyanın incelenmesinde davacının iyileştirme projesinin ve muhasebe kayıtlarının gerçekçi ve yasal düzenlemelere uygun bulunmadığı, sermaye artırımı konusunda gerekli yasal işlemleri gecikme ile ve bilirkişi raporundaki ikazlar çerçevesinde gerçekleştirdiği görülmüştür.
Öte yandan bilirkişi raporunda yeterli olmadığı açıkça vurgulanmasına rağmen, 750.000,-TL’lik sermaye artışı ile yetinilmesi ve bu tutarın önerilen sürede yatırılmamış olması projenin inandırıcılığını ortadan kaldırır niteliktedir.
İflasın ertelenmesi kurumu şirketin tasfiyesi vasıtası olarak kullanılamaz. 07.....2012 tarihli raporda gösterildiği üzere ....09.2011 ile ....06.2012 arasında geçen ... aylık süreçte varlıkların yarısına yakın bir kısmının elden çıkartıldığı, bununla (alacaklılar arasındaki eşitlik ilkesine aykırı biçimde) belirli bazı borçların ödendiği ve fakat borca batıklığın sadece (-) ....051.657,... TL’den cüz’i bir düşüşle (-) ....027.566,83 TL’ye indiği saptanmıştır. Ne var ki, bu durumun şirketin tasfiyesi niteliğinde olup olmadığı, işletmecilik ve muhasebe verileri ve hukuki bakımdan alacaklıların durumunu ne şekilde etkileyeceği ve hatta olası iflas durumunda doğurabileceği sonuçlar üzerinde durulmamıştır.
Yargılama aşamasında verilen ihtiyati tedbir kararına rağmen satış hedefinin yarı düzeyde bile tutturulamadığı, finansman giderleri için hedeflenen yıllık tutarın, dokuzuncu ay itibariyle iki katını aştığı, kâr beklentisine ulaşılamadığı da kayyım ve bilirkişi raporları ile sabittir. Bu da projenin ciddi ve inandırıcı olmadığının açık bir göstergesidir.
Bilirkişilerin ne şekilde seçileceği ve görevleri HMK’da belirtildiği gibi, yeni bir bilirkişi heyetinin oluşturulabileceği de aynı Yasa’nın 281/... üncü maddesinde belirtilmiştir. Daha önce görevlendirilen bilirkişi heyetinde yer alan bilirkişinin, sonraki heyette de yer alması Yasa’ya aykırıdır.
Diğer taraftan hâkimin sahip olmadığı özel ve teknik bilgiler konusunda oy ve görüşüne başvurulan bilirkişilerin görevi, bu konularda hâkimi aydınlatmaktan ibarettir. Bilirkişilerin davacı şirketlere danışmanlık yaparcasına önerilerde bulunması yeni, düzeltilmiş, iyileştirilmiş (revize) proje sunulmasını istemesi, bilirkişilik kurumunun yapısına tamamen aykırıdır. Bilirkişiden beklenen, özel ve teknik bilgisi kapsamında projenin ciddi ve inandırıcı olup olmadığının tesbiti ile sınırlıdır. Projenin iyileştirilmesi amacıyla tavsiyelerde bulunmak, bu sınırın aşılması anlamına gelir. Nitekim somut olayda bilirkişilerce projenin bu haliyle ciddi ve inandırıcı bulunmadığı görülmüş ve revize proje sunulması istenmiştir. İflasın ertelenmesi davalarında iyileştirme mahkemenin ya da bilirkişilerin görevi olmayıp, davacıların iddiaları çerçevesinde değerlendirme yapılması ve varılacak sonuca göre bir hüküm oluşturulması gerekir.
Açıklanan nedenlerle mahkemece, davacılarca sunulan iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığı ve süreç içindeki uygulamaların projede gösterilen iyileştirme unsurlarına uygun bulunup bulunmadığı hususunda somut verilere dayalı, teknik, denetime elverişli ve detaylı bir inceleme için, dosyanın oluşturulacak yeni ve uzman bir heyete tevdii ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması ve varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmek gerekirken, eksik inceleme ve hatalı değerlendirmelerle yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle bir kısım müdahiller vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harçların istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren ... gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere ....04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.