11. Hukuk Dairesi 2016/4244 E. , 2016/4624 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ..... 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/04/2015
NUMARASI : 2013/493-2015/224
Taraflar arasında görülen davada .... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 01.04.2015 tarih ve 2013/493-2015/224 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı Kurum vekili ile davalı Şirket vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için dosya mahalline gönderilmişti. Bu noksanlıkların giderilerek dosyanın gönderildiği anlaşılmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili Kurum"un davalı Şirketten alacağının tahsili için dava açtıklarını, yargılama sırasında davalı Şirketin sicilden terkin edildiğinin öğrenildiğini, mahkemece kendilerine şirketin ihyası için dava açmak üzere süre verildiğini ileri sürerek, davalı Şirketin ihyası ile tasfiye memuru tayinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Şirket vekili, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı kurum, davaya yanıt vermemiştir.
Mahkemece, tasfiyenin usulüne uygun olarak kabul edilebilmesi için, eksiksiz tamamlanması, her türlü alacak hak ve borcun tasfiye edilmesi, geriye herhangi bir borcun kalmaması gerekmekte olduğu, hal böyleyken, davalı Şirket hakkında alacağa ilişkin yargılama devam ederken, tasfiye işlemlerinin tamamlanmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, davacı Kurum lehine alacağa hükmedildiği takdirde tasfiye edilen şirketten tahsili gerektiği, tasfiyenin eksiksiz tamamlanmadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile tüzel kişiliğin ihyasına ve en son tasfiye memuru Halil Kafaoğlu"nun tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmiştir.
Kararı, davacı Kurum vekili ile davalı Şirket vekili temyiz etmiştir.
1- Davalı Şirket, 30.09.2011 tarihinde ticaret sicilinden silinmiş olup, vekalet de bu tarih itibariyle sona ermiş olacağından ve bu nedenle işbu davada şirketin taraf sıfatı bulunmadığından temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.
2- Davacının temyiz itirazına gelince;
Dava, şirketin ihyası istemine ilişkindir. İşbu davada husumet, ticaret sicil müdürlüğü ve tasfiye memuruna düşmekte olup, davacı vekili, davayı ticaret sicil müdürlüğü ile ihyası istenen şirkete yöneltmiş ise de duruşmadaki beyanında, davanın şirkete değil de esasında tasfiye memuruna yöneltildiğini beyan etmiş ve mahkemece de dava bu şekilde görülmüştür. Bu durumda, karar başlığında şirketin gösterilmesi maddi hataya dayalı olup bu hususun mahallinde düzeltilmesi her zaman mümkündür. Davalı tasfiye memuru olduğuna göre, davacı lehine hükmedilmesi gereken vekalet ücretinin, davalı tarafta yer alan tasfiye memuruna yükletilmesi ve davacı Kurum"un harçtan muaf tutulması gerekirken, aksine hüküm tesisi sebebiyle kararın davacı yararına bozulması gerekmekte ise de yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, HUMK"nın 438/7. maddesi uyarınca hükmün, aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle davalı Şirket vekilinin temyiz isteminin REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 2 numaralı bendinin hükümden tümden çıkarılarak ve yerine "davacı Kurum harçtan muaf olduğundan davacıdan harç alınmasına yer olmadığına" cümlesinin eklenmesine ve 5 nolu bendinde yer alan "davalı T.. Ş..."den" ibaresinin hükümden çıkarılarak yerine "davalı tasfiye memuru" ibaresinin eklenmesine ve hükmün düzeltilmiş bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalı Şirket"e iadesine, 25.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.