16. Hukuk Dairesi 2015/17016 E. , 2017/7993 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 546 ada 23 parsel sayılı 81.508,09 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olması nedeniyle ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiş, dava konusu 546 ada 24 parsel sayılı 78.005,49 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz bu parselden ifrazen aynı vasıfla Hazine adına kaydedilmiştir. Davacı ..., irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 546 ada 24 parsel sayılı taşınmazın 12.04.2014 tarihli bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 3.517,72 metrekarelik kısmının davalı Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile bu kısmın davacı ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı ... vekili, dava konusu taşınmazın davacıya atalarından kaldığını, yıllarca ekilip biçildiğini, sonraları bu tarla ve civarı, Tümen Komutanlığının silah atım alanı olarak kullanılınca, davacının tarlasını kullanamadığını belirterek tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır. Davalı Hazine vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, dava konusu taşınmazın evveliyatında davacının dedesine ait olduğu, ondan babasına, babasından da taksimen davacıya intikal ettiği, taşınmazın buğday, arpa, mercimek gibi hububat ürünleri ekilerek kullanıldığı, mahalli bilirkişi ve tanık anlatımlarına göre 1984-1986 yılından itibaren terör olayları nedeniyle yasak bölge ilan edildiği ve askeri atış alanı olarak kullanıldığı, halihazırda da taşınmazın ... cezaevinin nizamiye girişi ve çevresinde yer aldığı, davacının taşınmazı gayri iradi olarak mücbir sebeplerle kullanamadığı, dolayısıyla zilyetliğinin kesintiye uğramadan devam ettiğinin kabulü gerektiği gerekçesiyle davanın kabulü ile yazılı olduğu şekilde karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya elverişli bulunmamaktadır. Mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve davacı tanık beyanları, taşınmazın evveliyatı, zilyetliğin ne zaman başladığı, hangi yıllar arasında ne şekilde sürdürüldüğü, tam olarak hangi tarihler arasında kesintiye uğradığı, intikal şekli hususunda soyut ve yetersizdir. Ziraat ve inşaat bilirkişi raporlarında ise; çekişmeli taşınmaz üzerinde hali hazırda ... Ceza ve İnfaz Kurumuna ait hizmet binası bulunduğu, zeminin parke taşla kaplı olduğu, tarım arazisi vasfını yitirdiği belirtilmiştir. Çekişmeli taşınmazın kullanım süresi ile niteliğini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Mahkemece çekişmeli taşınmaza ilişkin tüm hava fotoğrafları getirtilmiş ise de, bu konuda uzman jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi yerine orman mühendisi bilirkişiye yorumlatılmış, dava konusu yer bilirkişice hava fotoğrafları üzerine de işaretlenmemiştir. Doğru sonuca ulaşabilmek için, mahallinde 3 kişilik ziraat mühendisi ile jeodezi ve fotogrametri mühendisinden oluşacak bilirkişi heyeti aracılığıyla keşif yapılarak, hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelemesi yaptırılmalı, dava konusu taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin, ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı, tanık ve yerel bilirkişilerden taşınmazın ne zamandan beri, kim tarafından, ne şekilde zilyet edildiği, tarihleri açıkça belirtilmek suretiyle sorulmalı, bu konuda somut ve olaylara dayalı bilgileri alınmalı, beyanlar bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, taşınmazın kadastro paftasındaki konumları bilgisayar programı aracılığıyla ölçekleri eşitlenmek suretiyle hava fotoğraflarına aktarılmalı, ziraatçi bilirkişi heyeti tarafından taşınmazın öncesi ve zirai faaliyete konu olup olmadığı, zilyetliğin hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü komşu taşınmazlardan yararlanmak suretiyle belirlenmeli, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece belirtildiği şekilde araştırma yapılmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 16.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.