8. Hukuk Dairesi 2016/5605 E. , 2019/1263 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı 3. kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı alacaklı vekili; borçlunun üçüncü kişi bankadaki alacağı İİK.nin 106/2. maddesi gereğince menkul hükmünde olup, menkul haczi gibi icra müdürlüğünce bankaya yazılacak yazı ile de haczedilebileceğini, Banka tarafından borçlu şirket hakkında açılmış herhangi bir icra takibi bulunmadığından, haciz konulan paranın tamamının icra dosyasına gönderilmesi gerektiğini, bu nedenle haczin devamına ve Bankanın istihkak iddiasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı üçüncü kişi vekili; Bankanın takip dosyası borçlularından ... İnş. Taah. Tem. Hurd. Tem. Hizm. Tic. Ltd. Şti.ne kullandırmış olduğu kredilerden ve çek karnelerinden kaynaklı 100.000 TL"nin üzerinde bir alacağı bulunduğunu, bu risk nedeniyle borçlu adına açılmış bulunan hesaplardaki mevduat üzerine taraflar arasındaki sözleşmeler gereğince rehin, takas ve mahsup hakkı bulunduğunu, müvekkili bankanın riskinin haciz ve takip tarihinden önce doğduğunu, bu nedenle davanın reddine %20 kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; borçlu şirket tarafından haciz tarihinden sonra serbestçe tasarrufta bulunulduğu ve hesabın kullanılmaya devam edildiği, her ne kadar dava alacaklı tarafından açılmış ise de, ispat külfetinin istihkak iddia eden davalı Bankada olup, davalı 3. kişi banka tarafından mülkiyet karinesinin aksinin ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, alacaklının İİK 99. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasının reddi talebine ilişkindir.
Davalı üçüncü kişi Banka ve takip borçlusu arasında 16.06.2014 ve 02.07.2014 tarihlerinde Cari Ticari Kredi Sözleşmesi imzalanmış olup, anılan sözleşmenin 12.maddesinde, müşterinin, bankaya karşı doğmuş ve doğacak her türlü borçlarına karşılık, Bankanın merkez ve şubeleri nezdinde doğmuş ve doğacak vadesi hulul etmiş veya etmemiş her türlü alacakları, özel cari katılım ve yatırım hesapları, nakit, senet, sair tüm kıymetli evrakları üzerinde Bankanın rehin ve hapis hakkı olduğu, herhangi bir ihbara lüzum kalmaksızın ve muaccel olup olmadığına bakılmaksızın alacakları ile resen takas ve mahsuba yetkili olduğu kabul edilerek sözleşme imzalanmıştır.
Davalı üçüncü kişinin dayandığı rehin ve hapis hakkının anılan sözleşmenin imzalandığı tarihte doğduğunun kabulü gerekir.
Nitekim, TMK’nin 881. maddesinde: “Halen mevcut olan veya henüz doğmamış olmakla beraber doğması kesin veya olası bulunan herhangi bir alacak, ipotekle güvence altına alınabilir…” düzenlemesi yer almaktadır. Buna göre; anılan düzenleme alacak rehnine kıyasen uygulandığında, ileride doğacak alacakların da rehnedilebileceği sonucuna varılabilir.
Bankanın üçüncü kişi sıfatı ile istihkak iddiasında bulunabilmesi için haciz müzekkeresinin davalı Bankaya tebliğ edildiği tarih itibarı ile Bankaya olan borcun varlığını koruması ve Bankanın herhangi bir riskinin bulunması durumunda bu miktarlar ile sınırlı olmak üzere üçüncü kişi Bankanın dava konusu hesaplar üzerinde rehin ve hapis hakkının bulunduğunun kabul edilmesi gerekir.
Somut olayda haciz yazısının tebliği tarihinde kredi sözleşmesinden doğan borcun tamamının ödenmemiş olduğu,nakit risk, çek riski ve mer-i teminat mektubu riski olmak üzere toplamda 70.721,23 TL risk bulunduğu hükme esas alınan bilirkişi raporları ve dosya içerisinde bulunan diğer belgeler ile sabit olup haczin rehin hakkından sonra geçerli olduğunun kabulü gerekir. Borçlunun hesabında bulunan 43.678,97 TL ‘nin davalı üçüncü kişi Bankanın risklerini karşılayacak miktarda olmaması sebebiyle davacı alacaklının davasının reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK"nin 366 ve 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK"nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 11.02.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.