Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2017/1839
Karar No: 2020/877
Karar Tarihi: 11.11.2020

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/1839 Esas 2020/877 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2017/1839 E.  ,  2020/877 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    1. Taraflar arasındaki “maddi tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Keşan 1. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin karar davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 4. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
    2. Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten ve direnme kararının verildiği tarih itibariyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla değişikliği öncesi hâliyle 438. maddesinin ikinci fıkrası gereğince direnme kararlarının temyiz incelemesinde duruşma yapılamayacağından davacı vekilinin duruşma isteğinin reddine karar verildikten sonra gereği görüşüldü:

    I. YARGILAMA SÜRECİ
    Davacı İstemi:
    4. Davacı vekili dava dilekçesinde; Keşan İcra Müdürlüğünün 2007/4395 E. sayılı dosyasında icra müdürlüğünce birinci satış günü olan 22.11.2010 tarihinde “borçlulara satış ilânı tebligatının yapılamadığı gibi muhtarlıkça da ilânın yapılmadığı, bu eksikliklerin Yargıtay tarafından mutlak surette ihâlenin feshi nedeni kabul edildiği anlaşılmakla…” şeklindeki gerekçe ile taşınmaz satışının düşürülmesine karar verildiğini, ancak borçlulardan birine satış ilanının tebliğ edilmesinin resen dikkate alınamayacağını, bunun ancak borçlu tarafından ihâlenin feshi isteminde bulunulması durumunda değerlendirilebileceğini, icra görevlilerince satışın resen düşürülmesi nedeni ile yeniden satış istenildiğini ve müvekkilinin aynı satış masraflarını bir kez daha yatırmak zorunda kaldığını, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun (İİK) 5 vd. maddeleri gereğince bu davanın açıldığını belirterek şimdilik 2.050TL tazminatın 22.11.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı Cevabı:
    5. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın bir yıllık süre içerisinde açılmaması nedeni ile zamanaşımına uğradığını, öte yandan davanın yalnızca Adalet Bakanlığına karşı açılmasının yanlış olduğunu, zira müvekkilinin hizmet kusurunun bulunduğunun kabul edilemeyeceğini, dava konusu olayda müvekkilinin herhangi bir sorumluluğunun olmadığını savunarak davanın husumet yokluğu ve zamanaşımı nedenleriyle reddine karar verilmesini istemiştir.
    İlk Derece Mahkemesi Kararı:
    6. Keşan 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 31.10.2012 tarihli ve 2012/80 E., 2012/336 K. sayılı kararı ile; satış dosyalarında satış ilanının borçlulara tebliğ edilmesi hususunun icra müdürlüğünce resen dikkate alınması gerektiği, bu bakımdan icra görevlilerinin görevi kötüye kullanma niteliğinde herhangi bir eyleminin olmadığı, her ne kadar şikâyet üzerine Keşan İcra Hukuk Mahkemesince icra görevlisinin dava konusu 22.11.2010 tarihli işleminin iptaline karar verilmiş ise de bu kararın yerinde olmadığı gerekçesiyle koşulları oluşmayan davanın reddine karar verilmiştir.
    Özel Daire Bozma Kararı:
    7. Keşan 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
    8. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 23.02.2015 tarihli ve 2014/16815 E., 2015/1899 K. sayılı kararı ile; “…İİK"nın 134/2. maddesi gereğince ihâlenin feshini, yalnız satış isteyen alacaklı, borçlu, tapu sicilindeki ilgililer ve pey sürmek suretiyle ihâleye iştirak edenler isteyebilir. İİK"nın 133. maddesinde ise, taşınmaz kendisine ihâle olunan kimse, derhâl veya verilen süre içinde parayı vermezse, ihâle kararı icra memuru tarafından kaldırılır.
    İcra müdürü, ancak İİK"nın 133. maddesinde belirtilen koşulun gerçekleşmemesi hâlinde ihâleyi kaldırır. Bir başka anlatımla icra müdürünün ihâleyi kaldırma yetkisi 133. madde ile sınırlıdır. Bunun dışında borçluya tebligat yapılıp yapılmadığını, yapılan tebligatın usulsüz olup olmadığını, muhtarlıkça ilan edilip edilmediğini inceleme yetkisi yoktur. Anılan hususlardaki eksiklik ya da usulsüzlük, ancak ilgilisi tarafından icra mahkemesine açılacak ihâlenin feshi davasında incelenir. Yani bu durumlarda ihâle icra müdürü tarafından resen iptal edilemez. Nitekim, İcra Mahkemesince bu nedenle satışın kaldırılmasına dair icra müdürü işleminin iptaline karar verilmiştir.
    Şu hâlde, işin esasına girilerek varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş,…” gerekçesi ile karar bozulmuştur.
    Direnme Kararı:
    9. Keşan 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.06.2015 tarihli ve 2015/153 E. 2015/247 K. sayılı kararı ile; önceki gerekçelerle ve 2004 sayılı İİK’ya göre, satış ilânının birer suretinin borçluya, alacaklıya ve taşınmazın tapu siciline kayıtlı bulunan ilgililerine tebliğinin zorunlu olduğu (İİK m. 127), bunun emredici nitelikte olduğu, satış ilanlarının yöntemince tebliğ edilmemesinin başlı başına ihâlenin feshi nedeni olduğu, satış dosyalarında satış ilânının borçlulara tebliğ edilmesi hususunun icra müdürlüğünce resen gözetilmesi gerektiği, aksi durumda usulsüz tebligat nedeniyle ileride mutlaka feshedilebilecek bir satışı (ihâleyi), icra müdürünün bile bile yapacağı ve bu bakımdan hem ihâleye katılanlar hem de kendisi yönünden gereksiz zaman, para ve emek kaybı doğacağı göz önüne alındığında, somut olayda icra memurunun görevi kötüye kullanma niteliğinde herhangi bir eylemi olmadığı için Devletin sorumluluğunu gerektirir koşulların da oluşmadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
    Direnme Kararının Temyizi:
    10. Direnme kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    II. UYUŞMAZLIK
    11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; icra ve iflâs dairesi görevlilerinin kusurlu eylemleri nedeniyle oluşan zarardan doğan maddi tazminat istemine ilişkin eldeki davada, taşınmazların satışına karar verildikten sonra icra müdürünün satış ilânına dair tebligat eksikliğini resen inceleyip inceleyemeyeceği, tebligat eksikliği nedeniyle satışı iptal edip edemeyeceği ve burada varılacak sonuca göre icra ve iflâs dairesi görevlisinin eylemi nedeniyle Devletin sorumluluğunun doğup doğmayacağı noktasında toplanmaktadır.
    III. ÖN SORUN
    12. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427. maddesi gereğince 2015 yılında mahkemelerce verilen kararların temyiz edilebilmesi için, temyize konu dava değerinin 2.080TL’yi geçmesi gerektiğinden davacı vekilinin temyiz isteminin miktar itibariyle reddine karar verilmesinin gerekip gerekmediği hususu ön sorun olarak tartışılıp değerlendirilmiştir.

    IV. GEREKÇE
    13. Hemen belirtmek gerekir ki; dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla talep edilen tazminat miktarı 2.050TL gösterilmiş ise de, delil olarak 22.11.2010 tarihinde resen düşürülmesine karar verilen satış işlemi için yapılan giderlerin hesaplanmasına ilişkin olarak icra müdürlüğünce verilen belgeye dayanılmıştır. 05.03.2012 tarihinde davacı alacaklı vekilince icra dosyasına sunulan dilekçe ile taşınmaz satışı için ne kadar satış masraf yapıldığının hesaplanması talep edilmiş, icra müdür yardımcısı tarafından yapılan masraf tutarı 2.006,15TL olarak bildirilmiş, 25.04.2012 tarihinde açılan eldeki dava ile de bu masrafların ödenmesi talep edilmiştir.
    14. Bilindiği üzere 21.07.2004 tarihli ve 25529 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak, öngördüğü istisnalar dışındaki hükümleri yayım tarihinde yürürlüğe giren, 14.07.2004 tarih ve 5219 sayılı “Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” yürürlük tarihinden sonra yerel mahkemelerce verilen hükümler yönünden 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 427. maddesindeki temyiz (kesinlik) sınırını bir milyar TL olarak değiştirmiştir. Sonraki yıllarda ise 5219 ve 5236 sayılı Kanunlarda öngörülen katsayılar çerçevesinde miktarlar giderek artmıştır. Buna göre 2015 yılında katsayı artışı sonucu uygulanması gereken kesinlik (temyiz edilebilirlik) sınırı “2.080TL”dir.
    15. Eldeki davada; temyiz istemine konu kararın verildiği 26.06.2015 tarihinde, temyiz (kesinlik) sınırı 2.080TL olup, 2.050TL olan uyuşmazlığa konu miktar bu sınırın altında kaldığından, karara karşı temyiz yoluna gidilmesi miktar itibariyle mümkün değildir.
    16. Hâl böyle olunca, davacı vekilinin temyiz dilekçesinin miktar itibariyle reddi gerekir.

    V. SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    6217 sayılı Kanun"un 30. maddesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"na eklenen "Geçici madde 3" atfıyla uygulanmakta olan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 427/2. maddesi gereğince davacı vekilinin temyiz dilekçesinin miktar itibariyle REDDİNE,
    İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
    Aynı Kanun’un 440/III-1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 11.11.2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi