Davacı, çalışmadığının tespiti ile maaşından yapılan kesintilerin iadesine   karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin   kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından  temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava, emekli aylıklarından yapılan sosyal güvenlik destek primi kesintilerinin iptali ve iadesine ilişkindir.
Mahkeme istemin kabulüne karar vermiştir.
1479 sayılı Yasa"nın Ek 20. maddesinde, yaşıllık aylığı bağlananlardan 24. maddenin (I) numaralı bendinde belirtilen çalışmalarına devam edenlerin veya daha sonra çalışmaya başlayanların aylıklarından sosyal güvenlik destek primi kesintisi yapılacağı öngörülmüştür.
Bozma ilamında, davacının Hırdavat işine ait sicil kaydının 30.11.2004 tarihine devam etmesinin, 1479 sayılı Yasa"nın 24/I. maddesi uyarınca bu tarihe kadar kendi ad ve hesabına bağımsız faaliyetinin mevcudiyetine karine teşkil ettiğine dikkat çekilerek davacının gerçekten hangi tarihte bağımsız çalışmasının sona erdiğinin yapılacak araştırma ile tesbitinin gerektiği ve araştırmanın niteliği belirtilmesine karşılık yetersiz emniyet araştırması dışındaki hususların yerine getirilmediği ve yazı cevaplarının beklenmediği, Ticaret Sicil Memurluğundan gelen 13.03.2007 tarihli yazıda ise, davacının D. Ltd.Şirketi"nin 23.10.1997 tarihinden 10.05.2005 tarihine kadar ortağı olduğunun bildirilmesine ve 1479 sayılı Yasa"nın 24/I. maddesinde, Limited şirket ortaklarının Bağ-Kur sigortalısı oldukları belirtilmesine, bu durumda da davacının 23.10.1997-10.5.2005 tarihleri arasında Bağ-Kur"a tabi çalışmasının bulunduğu açık olmasına karşılık bu hususunda dikkate alınmadığı ortadadır.
Mahkemece  bu maddi ve hukuki olgular gözardı edilerek   yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan  temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 18.06.2007  gününde oybirliğiyle karar verildi.