Ceza Genel Kurulu 2017/381 E. , 2017/416 K.
"İçtihat Metni"
Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 9. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ağır Ceza
Uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan sanıklar ... ve ..."ın beraatlerine ilişkin Adana 3. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 28.04.2015 gün ve 452-214 sayılı hükümlerin, Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesince 08.02.2016 gün ve 16279-843 sayı ile;
“...İddia, oluş, hts raporları, sanık beyanları ve tüm dosya kapsamına göre; sanıkların, suça konu uyuşturucu maddeyi hakkında mahkûmiyet kararı onanan diğer sanık ... ile eylem ve fikir birliği içinde naklettikleri anlaşıldığından, sübuta eren ve unsurları yönünden oluşan uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkûmiyetleri yerine, yazılı gerekçeyle beraatlerine karar verilmesi...” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Adana 3. Ağır Ceza Mahkemesi ise 06.06.2016 gün ve 121-254 sayı ile ilk hükmünde direnerek sanıkların beraatlerine karar vermiştir.
Bu hükmün de Cumhuriyet savcısı ve sanık ... müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 03.10.2016 gün ve 325148 sayılı "bozma" istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca 07.12.2016 gün ve 1243-659 sayı ile; 6763 sayılı Kanunun 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesince 06.03.2017 gün ve 50-457 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanıklar ... ve ... hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan mahkûmiyet hükümleri Özel Dairece onanmak suretiyle kesinleşmiş olup, direnmenin kapsamına göre inceleme sanıklar ... ve ... hakkında kurulan hükümlerle sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanıklara atılı uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkin ise de; Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle, aleyhe olan bozma kararına karşı sanığın beyanı alınmadan direnme hükmü verilip verilemeyeceği hususunun değerlendirilmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından;
Yerel mahkemece, bozmadan sonra yapılan yargılamada sanıklar ve müdafilerine bozma kararı ve duruşma günü davetiyesinin tebliğ edildiği, sanıklardan ..."in tebliğe rağmen duruşmaya gelmemesi üzerine hazır bulunan diğer sanık ... ile sanıkların müdafilerinin dinlenilmesi ile yetinilip, sanık ..."den aleyhe bozmaya karşı diyecekleri sorulmadan önceki hükümde direnilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
1412 sayılı CMUK"nun 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 326/2. maddesine göre, hükmün aleyhe bozulması halinde davaya yeniden bakacak mahkemece, sanıktan bozmaya karşı diyeceğinin sorulması zorunlu olup aynı kurala 5271 sayılı CMK"nun 307/2. maddesinde de yer verilmiştir. Anılan bu kanun hükümleri uyarınca sanığa, bozmada belirtilen ve aleyhinde sonuç doğurabilecek olan hususlarda beyanda bulunma, kendisini savunma ve bu konudaki delillerini sunma imkânı tanınmalıdır. Bu düzenleme, savunma hakkının sınırlanamayacağı ilkesine dayandığından, uyulmasında zorunluluk bulunan emredici kurallardandır.
Bu zorunluluk beraat hükmünde direnilmesi halinde de geçerlidir. Zira Ceza Genel Kurulunca yapılacak inceleme sonucunda Özel Dairenin aleyhe bozması isabetli bulunup yerel mahkeme hükmünün bozulması mümkündür. 1412 sayılı CMUK"nun 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 326/3. maddesi uyarınca ısrar üzerine Yargıtay Ceza Genel Kurulunca verilen kararlara uymak mecburidir. Bu durumda sanıktan aleyhe bozmaya karşı diyeceği sorulmadan beraat hükmünde direnilebileceğinin kabulü savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurabilecektir. Savunma hakkı sanığın en önemli hakkı olup bu hakkın sınırlanması 1412 sayılı CMUK"nun 308/8. maddesi uyarınca mutlak bozma nedenidir. Nitekim Ceza Genel Kurulunun duraksamasız uygulamaları da ısrar edilen önceki hüküm beraat dahi olsa sanıktan aleyhe bozmaya karşı diyecekleri sorulmadan direnme kararı verilemeyeceği yönündedir.
Bu itibarla, yerel mahkeme direnme hükmünün, aleyhe olan bozmaya karşı sanık ..."in beyanı alınmadan yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması isabetsizliğinden, direnmeye konu her iki sanık yönünden de sair yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Adana 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 06.06.2016 gün ve 121-254 sayılı direnme hükmünün, aleyhe olan bozmaya karşı sanık ..."in beyanı alınmadan yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması isabetsizliğinden, direnmeye konu her iki sanık yönünden de sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA,
2- Dosyanın, mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 17.10.2017 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.