2. Hukuk Dairesi 2014/16710 E. , 2015/7318 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı erkek tarafından, kusur belirlemesi, müşterek çocuk Berkcan"ın velayeti, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 13.04.2015 günü temyiz eden davacı ... ile vekili olduğunu söyleyen Av. ..... ve karşı taraf davalı ... vekili Av. .... geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı erkeğin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Mahkemece davacı erkek ağır kusurlu kabul edilip boşanmaya karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden davalı kadının 06.10.2009 tarihinde açtığı tedbir nafakası davasının ayrı yaşamakta haklılığını ispat edemediğinden bahisle reddedildiği, ret kararının 27.07.2010 tarihinde kesinleştiği, o tarihten sonra da davacı erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan kusurlu bir davranışının ispat edilemediği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu duruma göre boşanmaya neden olan olaylarda eşine karşı aşırı kıskanç tavırlar sergileyen davalı kadının tamamen kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle iken davacı erkeğin ağır kusurlu olduğunun kabulü ve bu hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak davalı kadın yararına yoksulluk nafakası (TMK m. 175) ile, maddi (TMK. m.174/1) ve manevi tazminata (TMK m. 174/2) hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi, boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davacı erkeğin ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK md. 4, TBK md. 50, 51, 52, 58) dikkate alınarak davacı erkek yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.
4-Velayet düzenlemesi yapılırken; göz önünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun "üstün yararı" (Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m. 6; Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi m. 3 ve 12; TMK m. 339/1, 343/1. 346/1; Çocuk Koruma Kanunu m. 4/b)"dır. Çocuğun üstün yararını belirlerken; onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Müşterek çocuk Berkcan"ın da tarafların ayrı yaşamaya başladığı, 2009 yılı Nisan ayından bu yana baba yanında olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece idrak çağına gelen çocuğun beyanı alınıp uzman bilirkişiden 2005 doğumlu müşterek çocuk Berkcan’ın velayetine ilişkin sosyal inceleme raporu da alınarak deliller hep birlikte değerlendirmek sureliyle Berkcan’ın velayeti hakkında düzenleme yapılması gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2, 3 ve 4. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, 4. bentteki bozma sebebine göre iştirak nafakasına yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, hükmün bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, duruşma için taktir olunan 1.100,00 TL. vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 13.04.2015 (Pzt.)