21. Hukuk Dairesi Esas No: 2006/15910 Karar No: 2007/9732 Karar Tarihi: 14.06.2007
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2006/15910 Esas 2007/9732 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, kurum kayıtlarında yanlış yazılan doğum tarihinin nüfus kayıtlarına uygun olarak düzeltilmesini istemiştir. Mahkeme isteği reddetmiştir. Ancak, davacının işe giriş bildirgesinde yazan doğum tarihi ile nüfus kayıtlarındaki doğum tarihi farklılık göstermektedir. Sigorta işlemlerine ilişkin bazı kötü uygulamaları önlemek amacıyla malesef hangi doğum tarihinin esas alınacağı belirlenmiştir. Sigorta tescil tarihinden sonra yapılan yaş düzeltimlerinin sigorta işlemlerinde dikkate alınmayacağına dair hüküm bulunmaktadır. Mahkemece nüfus kayıtlarına ait başka kişilerin incelenmemesi eksik araştırma ve inceleme nedeniyle hüküm bozulmuştur. Kanun maddeleri; 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 120. maddesi, Bağ-Kur Yasası'nın 66. maddesi ve Emekli Sandığı Yasası'nda benzer hükümler vardır.
Davacı, kurum kayıtlarından yanlış yazılan doğum tarihinin nüfus kayıtlarına uygun olarak düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir. Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Davacı, 20.7.1972 tarihli işe giriş bildirgesinde 3.1.1954 olarak yanlış yazılan doğum tarihinin 3.1.1956 olarak düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece istemin reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç usul ve yasaya uygun bulunmamıştır. Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacının P.-S. oğlu 3.1.1958 Z.oğumlu, S. ili Z. ilçesi Ş. Köyü, Cilt no 118, Hane no 2"de nüfusa kayıtlı D. A. olduğu, ancak 20.7.1972 tarihinde doğum tarihi 3.1.1956 iken, Z.Asliye Hukuk Hakimliği’nin 19.3.1973 gün ve 1973/431-437 sayılı ilamı ile 3.1.1958 olarak düzeltildiği, Mahkemece davacının 20.7.1972 tarihinde birlikte çalıştığı bordro tanıklarının dinlendiği ve birlikte çalıştıkları kişinin davacı olduğunu doğruladıkları, Adli Tıp Uzmanından alınan 18.3.2005 tarihli raporda 20.7.1972 tarihli işe giriş bildirgesindeki imzanın davacıya ait olmadığının bildirildiği anlaşılmaktadır. 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanun"un 120.maddesi 2. fıkrasında bazı kötü uygulamaları önlemek amacı ile özel bir düzenleme getirmiş ve belli sigorta kollarında hangi doğum tarihinin esas alınacağı açıkça belirlenmiştir. Gerçekten anılan yasa maddesinde çok açık olarak " malüllük; yaşlılık ve ölüm sigortasına ilişkin yaş ile ilgili hükümlerin uygulamasında... sigortalının ilk defa çalışmaya başladığı tarihte nüfus kütüğünde kayıtlı bulunan doğum tarihleri... esas tutulur" hükmünü içermektedir. Hiçbir yoruma yer vermeyecek şekilde yapılan bu düzenleme karşısında sigortaya ilk tescil tarihinden sonra yapılan yaş düzeltiminin sigorta işlemlerinde nazara alınmayacağı açıktır. Nitekim Bağ-Kur yasasının 66. Maddesinde ve Emekli Sandığı Yasasında da anılan maddeye paralel hükümler getirilmiştir. Hukuk Genel Kurulu"nun 09.10.2002 gün ve 2002/21-761 Esas ve yine 2004/21-3116 ve 2004/21-733 Esas sayılı Kararları da bu yöndedir. Somut olayda; yanlış yazılan doğum tarihinin düzeltilmesini istediği işe giriş bildirgesinin tarihi 20.7.1972 tarihidir. Bu tarihte davacı 3.1.1956 doğumludur. Mahkemece yaşının düzeltilmesi tarihi ise bu tarihten sonra 19.3 1973 tarihidir. Yukarıda belirtilen esaslar dikkate alındığında; ilk tescil tarihinden sonra yapılan bu yaş düzeltiminin; sigorta işlemlerinde dikkate alınmayacağı açıktır. Diğer bir anlatımla Mahkemece 20.7.1972 tarihli işe giriş bildirgesinin davacıya ait olduğu kanıtlanırsa 20.7.1972 tarihindeki henüz Mahkemece düzeltilmemiş doğum tarihi olan 3.1.1956 olarak bildirgedeki doğum tarihinin düzeltilmesi gerekmektedir. Mahkemece bazı nüfus kayıtları getirtilmiş ise de ilgili Nüfus Müdürlüklerinden 20.7.1972 tarihli işe giriş bildirgesindeki nüfus bilgilerini belirterek bu kayıtları içerir şekilde nüfusta kayıtlı başka kişiler olup olmadığı sorulmamıştır. Yapılacak iş; İlgili Nüfus Müdürlüğü’nden sorularak, böyle bir şahıs var ise, bu dava, onun da hak alanını ilgilendireceğinden davaya katılımı sağlanıp, tüm deliller toplandıktan sonra ve506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanun"un 120.maddesindeki kural da dikkate alınarak oluşacak sonuca göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme ile yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 14.06.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.