16. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/13883 Karar No: 2017/7958 Karar Tarihi: 16.11.2017
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2015/13883 Esas 2017/7958 Karar Sayılı İlamı
16. Hukuk Dairesi 2015/13883 E. , 2017/7958 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucu ... ilçesi Kömürcü Köyü çalışma alanında bulunan 109 ada 2 parsel sayılı 18.551,08 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı, taksim, ifraz ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle taraflar ..., ... ve müşterekleri adlarına tespit ve tescil edilmiş, taşınmaz üzerinde bulunan (B) harfi ile gösterilen dükkanın ... oğlu ... ve ..."e ait olduğu şerhi yazılmıştır. Davacı ..., taşınmaz üzerindeki dükkanın adına tespiti istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, dava konusu binanın tam olarak davacı tarafından yapıldığına ilişkin bir kanıt bulunamadığı gerekçesi ile yazılı karar verilmiş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Davacı dava dilekçesi ile dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan dükkanın tamamının adına tespitini talep etmiş ise de 15.05.2014 tarihli celsede davacı vekili dükkanın 1/3 payının davacıya ait olduğunu beyan etmiştir. Yapılan keşifte dinlenilen yerel bilirkişi ve tanık beyanları, davalı ..."in 08.03.2013 tarihli yazılı beyanı ve dosya kapsamı ile dava konusu taşınmaz üzerindeki dükkanın davacı ... ile diğer erkek kardeşleri ... ve ... tarafından birlikte yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Esasen bu husus Mahkemenin de kabulündedir. Hal böyle olunca davacı, çekişme konusu dükkanı kendisinin yaptırdığını ispatlayamamış ise de 1/3 payla müşterek olduğunu ispatladığına göre çoğun içinde az da vardır ilkesi gereğince söz konusu dükkanda 1/3 payın davacıya ait olduğuna dair muhdesat şerhi verilmesine karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazlarının açıklanan nedenlerle kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 16.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.