16. Hukuk Dairesi 2015/13398 E. , 2017/7945 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
KANUN YOLU : TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu ... Köyü çalışma alanında bulunan 339 ada 1 ve 5 parsel sayılı sırasıyla 1.765.54 ve 2.038,29 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlardan 339 ada 1 parsel hali arazi vasfı ile, 339 ada 5 parsel ise ... zilyetliğinde olduğu belirtilerek zilyetlikle edinim şartları oluşmadığından Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar ... mirasçıları ... ve müşterekleri, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacıların davasının kabulüne, 339 ada 1 ve 5 parsel nolu taşınmazların davalı Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile ve mezkur taşınmazların 16 pay kabul olunarak; payları oranında ... ve müşterekleri adlarına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; zilyetlikle mülk edinme şartlarının davacılar lehine gerçekleştiği gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; taşınmazlar üzerindeki zilyetlik durumu ve süresi kesin olarak belirlenmemiş, çekişmeli taşınmazların batı hududunda dere bulunmasına rağmen, Mahkemece yapılan keşifte jeolog bilirkişi yer almamış, eksik bilirkişi raporu ile yetinilmiş, Kadastro Müdürlüğü ve Mahkeme Yazı İşleri Müdürlüğü"nden davacıların murisi adına aynı çalışma alanında belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tespit ve tescil edilen taşınmaz bulunup bulunmadığı sorulmamıştır. Bu şekilde eksik ararştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz. Hal böyle olunca doğru sonuca varılabilmesi için; öncelikle davacıların murisi ... adına aynı çalışma alanında belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tespit ve tescil edilen taşınmaz bulunup bulunmadığı hususu Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğü ile Kadastro Müdürlüğünden ayrı ayrı sorularak varsa bu şekilde tespit edilen taşınmazların kesinleşme durumlarını da gösterir biçimde tespit tutanaklarının onaylı örnekleri, kesinleşmiş olanların kadastro sonucu oluşan tapu kayıtları, hükmen kesinleşenler bulunmakta ise tescil ilamları getirtilerek dosya içine konulmalı, çekişmeli taşınmaza komşu taşınmazların tutanakları ile dayanak belgeleri getirtilerek dosyasına konulmalı, bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları, ziraat mühendisi, jeoloji mühendisi ve fen bilirkişisinden oluşacak bilirkişi kurulu huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, imar ve ihyaya konu edilip edilmediği, imar ve ihyaya konu edilmiş ise ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman bitirildiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, tanık ve bilirkişi sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, ziraatçi ve jeolog bilirkişilerinden bu hususta taşınmazın geçmişteki ve hali hazırdaki niteliğini, konumunu, bitki örtüsü, kullanım durumunu, halen ırmak yatağı olup olmadığını belirtir biçimde ayrıntılı ve fotoğraflı rapor alınmalı, fen bilirkişisine keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 16.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.