4. Hukuk Dairesi 2020/1902 E. , 2021/1087 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar ... ve diğerleri vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve... Taşımacılık Yapı ve Tic. Ltd. Şti. aleyhine 30/07/2013 gününde verilen dilekçe ile trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 08/11/2019 günlü kararın Yargıtayda duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, daha önceden belirlenen 09/03/2021 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine duruşmalı temyiz eden davacılar vekili Avukat Oktay Tuyan geldi. Karşı taraftan davalılar adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra tarafa duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kâğıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
Dava, trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
Davacılar vekili, davalıların sürücüsü ve maliki oldukları aracın çarpması sonucu müvekkillerinin murisinin vefat ettiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla manevi tazminat isteminde bulunmuş, ayrıca uğranılan zararı önceden bilebilmelerinin mümkün olmadığını, talep edilen tazminatın takdir hakkının mahkemede olduğunu, bu nedenle davanın 6100 sayılı HMK’nın 107. maddesi uyarınca belirsiz alacak davası olarak açıldığını belirtmiştir.
Davalılar davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece, manevi tazminat davasının belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı gerekçesiyle hukuki yarar yokluğundan davanın usulden reddine dair verilen 16/09/2015 tarihli karar davacılar vekilince temyiz edilmiş, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 16/02/2016 tarihli ve 2015/16894 esas, 2016/1782 karar sayılı ilamı ile manevi tazminat davasının belirsiz alacak davası olarak açılamayacak olmasının eldeki davaya etkisinin davacıların manevi tazminat taleplerini yargılama aşamasında artırmasının mümkün olmaması şeklinde tezahür edeceği, eldeki eda davasında davacıların talep ettiği miktarları aşmayacak şekilde manevi tazminat takdir edilmesi mümkün olduğundan, davacıların eldeki davayı açmakta hukuki yararları bulunduğu gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Mahkemece; bozma ilamına uyulmuş, ceza dosyasının kesinleşmesinin beklenilmesi yönündeki ara kararından rücu edilmiş, İTÜ öğretim üyelerinden alınan ve davacıların murisinin tam ve asli kusurlu bulunduğu, davalılar veya dava dışı kişilerin kusurlu bulunmadığına dair 25/06/2019 tarihli kusur raporu benimsenerek, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamından; davalı sürücü Sezgin hakkında taksirle ölüme neden olma suçundan Körfez 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/140 esas sayılı dosyası ile kamu davası açıldığı, yargılama sonucunda trafik kazası tespit tutanağı ve soruşturma aşamasında alınan bilirkişi raporlarına dayalı olarak, taksirle ölenin kusurlu olduğu, sanığın üzerine atılı suçu işlemediği gerekçesiyle davalı sürücünün beraatine karar verildiği, temyiz incelemesinin henüz sonuçlanmadığı, dosyanın hâlen Yargıtayda olduğu anlaşılmaktadır.
6098 sayılı TBK’nun 74. maddesi (818 sayılı BK’nun 53. maddesi) uyarınca hukuk hâkimi, ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı değil ise de, ancak aynı olay nedeniyle ceza yargılamasında hükme dayanak alınan maddi olgularla ve özellikle “fiilin hukuka aykırılığı” konusunda tamamen bağlı olacağı gerek öğreti gerekse de yargısal uygulamada istikrarla kabul edilmektedir. Hal böyle olunca, maddi olayları ve yasak eylemlerin varlığını saptayan ceza mahkemesi kararı, taraflar yönünden kesin delil niteliğini taşır (HGK, 24/12/2014 gün ve 2014/4-846 esas, 2014/1091 karar). Davaya konu uyuşmazlıkla ilgili olarak davalının taksirle ölüme sebebiyet verme suçundan sanık olarak yargılandığı Körfez 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/140 esas sayılı dosyasının henüz temyiz incelemesinin sonuçlanmadığı ve beraat kararının kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Dava konusu olayın özelliği nedeniyle ceza davası sonucunun eldeki davayı etkilemesi söz konusudur. Açıklanan nedenle, ceza mahkemesindeki davanın kesinleşmesi beklenilmeli, kesinleşmiş ceza kararı da değerlendirilerek varılacak sonuca uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece açıklanan yönler gözetilmeyerek, eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulması usul ve yasaya uygun düşmediğinden, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacıların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve davacılar yararına takdir olunan 3.050,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davalılara yükletilmesine, peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 09/03/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.