1. Hukuk Dairesi 2017/4579 E. , 2017/6564 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, davacı kuruma ait 3 parsel sayılı taşınmazın 5335 Sayılı Yasa ile TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğüne Ait Taşınmazların Satışı ve Değerlendirilmesi Hakkındaki Yönetmelik hükümleri uyarınca 12.04.2007 tarihinde davalıya ihale edildiğini, ancak dava dışı ... İş Sendikası"nın idari yargıda açmış olduğu dava neticesinde ihaleye dayanak kanun maddesinin Anayasa"ya aykırı olduğu gerekçesi ile iptal edildiğini, öte yandan ihalenin feshine de karar verildiğini, bu durumda temlikin hukuki dayanağının kalmadığını, taşınmazı iade etmesi konusunda davalıya tebligat yapıldığı halde sonuç alınamadığını ileri sürerek tapunun iptali ile davacı kurum adına tescile karar verilmesini istemiştir.
Davalı, Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümeyeceğini bildirip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, çekişme konusu taşınmazın ihale edilmesinden sonra Anayasa Mahkemesi ve Danıştay 13. Dairesince iptal ve ihalenin feshi kararları verildiği, öte yandan olayda davalının kusurunun bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 2218 ada 3 parsel sayılı taşınmazın, TCDD tarafından 12.04.2007 tarihli ihale ile davalı ..."a temlik edildiği, bu şekilde sicil kaydının oluştuğu ve daha sonradan anılan ihalenin Danıştay 13. Dairesinin 2007/5183 E. 2011/1882 sayılı kararı ile feshedildiği ve anılan kararın 15.02.2017 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki; tapu sicillerinin tutulması bir takım prensiplere bağlı olup; bunlardan ilki tescil, ikincisi sicilin güvenilirliği(aleniliği), diğeri Hazine"nin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise; geçerli bir hukuki sebebin bulunması, bir başka ifadeyle, illetten mücerret olmamasıdır. Oluşan bir sicil kaydının korunabilmesi bakımından, illetini teşkil eden geçerli bir sebebin olması zorunludur.
Somut olayda, davalı adına oluşan sicil kaydının hukuki mesnedi, ihale olup; bu da iptal edilmiştir.
O halde, ihalenin iptali ile sicilin hukuki dayanaktan yoksun kalacağı ve TMK"nun 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği sabittir.
Öyleyse, davalı adına tesis edilmiş olan sicil kaydının ihalenin feshiyle yolsuz tescil durumuna düştüğü gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken; 5335 sayılı Yasa"nın 32/1. maddesinin iptal edilmesi ve iptal kararının geriye yürümemesi gerekçe gösterilerek davanın reddi isabetsizdir.
Davacı idarenin, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde olup kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16/11/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.