16. Hukuk Dairesi 2015/10998 E. , 2017/7938 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında ... Köyü çalışma alanında bulunan yüzölçümleri tutanaklarında yazılı 104 ada 100 parsel, 109 ada 29 parsel, 114 ada 25 parsel, 121 ada 8 parsel, 122 ada 6 parsel sayılı taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle sırasıyla ..., ..., ..., ... ile ... ve müşterekleri adına tespit edilmiştir. Davacı ... kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak 121 ada 6 ve 114 ada 25 parseller, davacı ... aynı iddiaya dayanarak 121 ada 8, davacı ... aynı iddiaya dayanarak 109 ada 29, davacı ... aynı iddiaya dayanarak 104 ada 100 parsel aleyhine dava açmıştır. Mahkemece davaların birleştirilmesi sonucu yapılan yargılama sonunda ispatlanamayan davanın ve birleşen davaların reddine, 104 ada 100 parsel sayılı taşınmazın susuz tarla vasfı ile tespit gibi davalı ... adına, 114 ada 25 parsel sayılı taşınmazın susuz tarla vasfı ile tespit gibi davalı ... adına, 109 ada 29 parsel sayılı taşınmazın susuz tarla vasfı ile tespit gibi ... adına, 121 ada 8 parsel sayılı taşınmazın bağ vasfı ile tespit gibi davalı ... adına, 122 ada 6 parsel sayılı taşınmazın bağ vasfı ile tespit gibi davalılar ..., ..., ... ve ... adına eşit (1/4) hisseler oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; davacı tarafa Kadastro Kanunu"nun 36/1. maddesi gereği keşif giderlerini yatırması için süre verildiği, davacı tarafın verilen süre içerisinde keşif giderlerini yatırmadığı, bu nedenle davacı tarafın keşif delilinden vazgeçmiş sayıldığı, keşif yapılamadığından davacıların iddialarını kanıtlayamadığı gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 36/1. maddesinin ispat külfeti kendisine düşen taraf aleyhine uygulanabilmesi için, öncelikle dosyanın keşfe hazır hale getirilmiş olması ve yapılması öngörülen keşfin gün ve saatinin belirlenmesi zorunludur. Bundan sonra belirlenen keşif günü ile ilgili ara kararında hakim, katip, mübaşir, yerel bilirkişi adayları, taraf tanıkları, uzman bilirkişilere verilecek ücretler, vasıta parası ve yapılacak tebligatlarla ilgili masraflar kalemler halinde gösterilip, bu ücretlerin temini ve yatırılması için ilgililere makul bir süre tanınmalı, ilgiliye tanınacak süre ile keşif günü arasında da, bilirkişi adayları, taraf tanıkları ve uzman bilirkişilere çıkarılacak davetiyelerin muhatabına ulaşabilmesi için yine uygun bir sürenin bulunmasına özen gösterilmeli, bu ara kararına uymamanın sonuçları, hazır bulunan davacıya ihtar edilip, hazır bulunmayanlara usulen tebliğ edilmelidir. Somut olayda; 3 farklı keşif günü belirlenmiş, uyuşmazlık şahıslar arasında olmasına rağmen keşif giderleri arasında ziraat bilirkişi ücretine de hükmedilmiştir. Hal böyle olunca, davacılara verilen sürenin usulüne uygun olduğundan söz edilemez. O halde mahkemece, davacı tarafa keşif giderlerini yatırması için 3402 sayılı Yasa"nın 36. maddesi uyarınca yeniden yöntemine uygun, keşif gün ve saatinin de belirlendiği makul bir süre verilmeli, ara kararı gereklerinin yerine getirilmesi durumunda mahallinde keşif yapılmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Davacılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacılara iadesine,
16.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.