21. Hukuk Dairesi Esas No: 2006/16556 Karar No: 2007/9503 Karar Tarihi: 12.06.2007
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2006/16556 Esas 2007/9503 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, davalı işveren nezdinde çalıştığının tespiti için dava açmıştır. Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiş, ancak davalı tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay ise, bu tarz davaların kanıtlanması için resmi belge veya yazılı delillerin yanı sıra, Kuruma bildirilen dönem bordro, tanıklar ve komşu işyerinin kayıtlı çalışanlarının verdiği bilgilerin de kullanılabileceğini belirtmekte ve mahkemenin bu yönde araştırma yapmasını talep etmektedir. Bu doğrultuda, 506 sayılı Yasa'nın 2, 6, 9 ve 79/10. maddeleri gereğince, davalıya ait işyerinde davacının çalışma olgusunun somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde kanıtlanması gerekmektedir. Kanun maddeleri, bu tip hizmet tespiti davalarının özel yöntemler öngörmemesi ve özenle yürütülmesi gerektiğini vurgulamaktadır.
21. Hukuk Dairesi 2006/16556 E. , 2007/9503 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : Ankara 10. İş Mahkemesi Tarih : 20.07.2006 No : 604-451
Davacı, davalı işveren nezdinde 20.07.2003-15.12.2003 tarihleri arası çalıştığının tesbitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Dava 20.07.2003 ile 15.12.2003 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde pazarlama elemanı olarak hizmet akdiyle çalıştığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ve karar davalı SSK Başkanlığı tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemenin eksik inceleme ve araştırma ile sonuca vardığı anlaşılmaktadır. Bu tür hizmet tespitine yönelik davaların kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi icap ettiği, Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür hizmet tespiti davalarının kanıtlanması yönünden davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. maddesinde, özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında, resmi belge veya yazılı delillerin bulunması, sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olur. Ne var ki bu tür kanıtlar salt bu nedene dayanarak istemin reddine neden olmaz; aksi durumun ispatı olanaklıdır. Somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla, Kuruma bildirilen dönem bordro tanıkları ve komşu işyerinin kayıtlı çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Mahkemenin bu tür davaların kişilerin sosyal güvenliğine ilişkin olması ve kamu düzenini ilgilendirdiğini göz önünde tutarak gerektiğinde; doğrudan soruşturmayı genişletmek suretiyle ve olabildiğince delilleri toplaması gerekmektedir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Bu davalarda işverenin kabulünün tek başına hukuki bir sonuç doğurmayacağı da açıktır. Yapılacak iş; dinlenen tanıkların dava konusu dönemde davalı işyerinde çalıştığına dair kayıtları araştırmak, gerektiğinde dava konusu dönemde, davalı işyerine komşu olan diğer işyerlerinde,çalıştığı zabıta marifetiyle tespit edilen ve komşu işyerlerinde kayıtlı bulunan komşu iş yeri çalışanlarının; çalışmanın niteliği, gerçek bir çalışma olup olmadığı ve devamlılık arz eden bir iş olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, davalıya ait işyerinde davacının çalışma olgusunun somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/10. maddeleri gereğince kanıtlanıp kanıtlanmadığı değerlendirilmek ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir. O halde, davalı SSK Başkanlığı’nın bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 12.06.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.