23. Hukuk Dairesi 2013/178 E. , 2013/2281 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen ıslahla tazminat davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Asıl ve birleşen davalarda davacı vekili, davalılardan ..."nın, kooperatif başkanlığı sırasında 14.02.2007 tarihinde noterde yapılan hisse devri sözleşmesiyle A blok 7 numaralı daireyi müvekkiline sattığını, satış kooperatif yönetim kurulunca kabul edilerek karar defterine işlendiği halde, aynı dairenin davalı ... tarafından 20.11.2006 tarihli adi yazılı belge ile diğer davalı ..."e satıldığını, karar defterine tahrifat yapılmak suretiyle bu satışın işlendiğini, kendisine yapılan satışın geçerli olduğunu ileri sürerek, 7 numaralı dairenin davalı ..."e satışına ilişkin 20.11.2006 tarihli yönetim kurulu kararının iptalini, dairenin davacı adına tescil edilerek teslimini talep ve dava etmiş; 02.12.2009 tarihli dilekçesi ile dava konusu dairenin dava dışı üçüncü kişilere satıldığını, davasını tazminat davasına dönüştürdüğünü belirterek dairenin bedeli 60.000.00 TL"nin davalılardan tahsilini istemiş, 27.01.2010 tarihli makbuzla eksik harcı tamamlamıştır.
Asıl davada davalı ..., davaya cevap vermemiştir.
Asıl davada davalı kooperatif vekili, kooperatif yönetim kurulunun yedi üyeden teşekkül ettiğini, oysa davacının daire satın alması nedeniyle üyeliğe kabulüne ilişkin yönetim kurulu kararında iki üyenin imzasının bulunduğunu, kararın geçersiz olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davalı ... vekili, müvekkilinin 2005 yılında yapılan sözleşmeye istinaden kooperatifin PVC işlerini yaptığını, bir kısım alacağının ödenememesi üzerine 7 numaralı dairenin müvekkiline devredildiğini, müvekkilinin de aynı daireyi ve üyelik hakkını üçüncü şahsa devrettiğini savunarak, birleşen davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacının 14.02.2007 tarihli satış sözleşmesine göre A blok 7 numaralı dairenin satış bedeli olarak davalı ..."ya ödediği anlaşılan 500.00 TL"nin dava tarihi itibariyle güncellenmesi ile bulunan 745.64 TL kadar bu davalının davacı aleyhine sebepsiz zenginleştiği gerekçesiyle, asıl davada davalı ..."dan tahsiline, diğer davalılara yönelik asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, asıl ve birleşen davada davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin birleşen davaya ve asıl davada davalı ..."ya yönelik tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Asıl davada davalı kooperatife yönelik temyize gelince; Asıl dava, kooperatif bakımından konut karşılığı tazminat istemine ilişkindir.
Dosyada bulunan ... Noterliği"nin 14.02.2007 tarih ve 05359 yevmiye sayılı "kooperatif üyelik hakkı devri sözleşmesi " ile davalı ... tarafından A Blok 7 numaralı dairedeki ortaklık payının davacıya devredildiği anlaşılmıştır.
Davalı kooperatifin 14.02.2007 ile 20.02.2007 tarihleri arasında bir tarihte aldığı anlaşılan 63 numaralı yönetim kurulu kararıyla, davalı ..." nın A blok 7 numaralı daireyi davacıya devrettiği belirtilerek devirde hiçbir sakınca olmadığına karar verilmiş ve yukarıda özetlenen 14.02.2007 tarihli noter devir senedine atıf yapılmıştır.
Mali müşavir bilirkişinin hazırladığı 14.07.2008 tarihli raporda 63 numaralı yönetim kurulu kararı altında kooperatif başkanı ... ve yönetim kurulu üyesi ... imzalarının bulunduğu, diğer üyeler ...,... imzalarının daksille silindiği,üyelerden ...,... ise imzalarının bulunmadığı tesbit edilmiştir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 98.maddesi yollamasıyla TTK"nın 330 ve anasözleşmenin 45/2. maddelerinde, "Yönetim kurulu yarıdan fazla üyelerin katılımıyla yapılır, kararlar toplantıda bulunanların çoğunluğuyla verilir " hükmü, yine 1086 sayılı HUMK" nın 298/1. ve 6100 sayılı HMK" nın 207. maddelerinde "Senetteki çıkıntı, kazıntı ya da silinti ayrıca onanmamış ise inkâr halinde gözönünde tutulmaz." hükmü düzenlenmiştir. Bu durumda mahkemece, öncelikle, davalı kooperatif yönetim kurulunun bila tarih ve 63 numaralı, davalı ..." nın A blok 7 numaralı daireyi davacıya devrettiği ve devirde hiçbir sakınca olmadığına dair kararının altında yedi kişilik yönetim kurulundan asgari dördünün imzalarının bulunup bulunmadığının tesbiti gerekir. Bu nedenle, mahkemece, HMK"nın 211. maddesinin 11-a bendi uyarınca kooperatif karar defteri aslı incelenerek daksil altında kalan imza/imzalar bulunup bulunmadığı incelenmeli, bu hususta kanaat edinilememesi halinde uzman grafolog bilirkişi aracılığıyla 63 numaralı karar üzerinde inceleme yapılarak kararda, daksilleme öncesinde hangi üyelere ait imzaların bulunduğu,hangi imzaların daksil ile silindiği hususunda rapor alınmalıdır.
Mahkemece, yukarıda açıklanan şekilde yapılan inceleme sonucu bila tarih ve 63 sayılı yönetim kurulu kararının daksillemeden önce yönetim kurulunun dört üyesi tarafından imzalanmış olduğunun tesbit edilmiş olması halinde HMK"nın 207. maddesi uyarınca daksille yapılan silintinin onaylanmamış olması sebebiyle dikkate alınmaması ve yönetim kurulu kararının geçerli olduğunun kabulü gerekir.
Davalı ..."nın, diğer davalı ..." e ortaklık hissesi devriyle ilgili 20.11.2006 tarih ve 57 sayılı yönetim kurulu kararı ise, dava dışı..., ... üyelik devriyle ilgili alınan kararın yazılarak imzalanmasından sonra altındaki boşluğa farklı renkte kalemle yazılmış olup, ... ait A blok 7 numaralı dairenin ... devrinde hiçbir sakınca olmadığı belirtilerek yine
yönetim kurulu başkanı ... ile üyelerdan ...,...,... tarafından imzalandığı anlaşılmıştır. Normal usule ve işlerin olağan yürüyüşüne uygun olmayacak şekilde ve sırası gelip hiç kullanılmamış bir sayfaya yazılması imkânı varken, ortaklığın ..."e devrine dair 20.11.2006 tarihli ve davalı kooperatifin de havalesini taşımayan adi yazılı dilekçeye dayanılarak anılan kararın altına yazılarak oluşturulan 57 sayılı karar, ileride bila tarih ve 63 sayılı davacıyla ilgili, aynı üyeliğe yönelik ayrı bir sayfada noter sözleşmesine dayalı devir kararı alınmış olduğu da gözönünde bulundurulduğunda sonradan oluşturulduğu yönünde şüphe uyandırır niteliktedir.
Bu itibarla mahkemece, daha önceki açıklamalar doğrultusunda yapılacak inceleme sonucu, bila tarih ve 63 sayılı karar altındaki imzalarda daksille yapılan silinti altındaki imzaların bulunduğunun tesbiti halinde, davacının A blok 7 numaralı daireyle ilgili üyeliğinin üstün hakka dayandığının kabulü gerekir. Sözkonusu dairenin dava dışı üçüncü şahıslara devri nedeniyle artık kendisine daire verilemeyeceği anlaşılan davacıya üyesi bulunduğu tesbit edilen kooperatif tarafından tazminat ödenmelidir. Ödenecek tazminatın hesaplanması şekli, Dairemizin yerleşik uygulamasına göre aşağıdaki şekilde formüle edilmiştir.
1- Önce, ortaklara tahsis edilen konut veya arsanın dava tarihi itibariyle rayiç değeri saptanmalıdır.
2- Davalı kooperatife normal ödentilerini gerçekleştiren bir ortağın ödemelerinin, ödeme yaptıkları tarihler itibariyle toplam ödemeleri dava tarihine kadar (Toptan Eşya Fiyat Endeksi Artış ortalama rakamları esas alınarak) taşınarak, güncel değeri bulunmalıdır.
3- Bundan sonra, yukarıda (1) numaralı bentte bulunan değerden (2) numaralı bentte bulunan değer çıkarılarak kooperatife normal ödeme yapan bir ortağın, bu ödemelerine karşı ne miktarda yararlanma elde ettikleri ortaya çıkarılmalıdır.
4- Bunu takiben, davacı eksik ödeme yapan ortağın ödentileri (2) numaralı bentteki ilkelere göre dava tarihine taşınarak eksik ödeme miktarı da güncelleştirilmelidir.
5- Bu hesaplamalardan sonra, normal ödentilerini gerçekleştiren bir ortağın yukarıda (2) numaralı bentte bulunan ödemelerinin güncel değeri karşılığı, yine yukarıda (3) numaralı bentte bulunan bir yararlanmayı sağladığına göre, davacının (4) numaralı bentte eksik ödemelerinin güncel değerinin ne miktarda yarar sağlaması gerektiği, orantı kurallarına göre belirlenmelidir. Yani sonuç olarak, (4) numaralı bentte bulunan miktar, (3) numaralı bentte bulunan değerle çarpıldıktan sonra bulunan miktarın (2) numaralı bentte bulunan miktara bölünmesi sonucu bulunacak miktara (4) numaralı bentte bulunan davacı ödemelerinin güncel değerinin ilave edilmesi sonucu bulunacak miktar, davacı ortağın bu davada kooperatiften talep etmesi mümkün olan zarar miktarını belirleyecektir.
Bu durumda mahkemece, davacının davalı kooperatifin talep edebileceği tazminatın yukarıda açıklanan ilkelere uygun olarak kooperatif konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla tesbit ettirilmesi ve oluşacak uygun sonuç dairesinde ve asıl davanın davalılarından ... aleyhine hükmedilen ve temyiz edilmemek suretiyle kesinleşen 765.64 TL bakımından tahsilde tekerrür olmamak üzere davalı kooperatiften tahsile karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve yanılgılı gerekçeye dayalı olarak yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin birleşen davaya ve asıl davada davalı ..."ya yönelik tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davalı kooperatife yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün asıl davada davacı yararına BOZULMASINA, asıl dava yönünden alınan peşin alınan harcın istek halinde iadesine, birleşen dava yönünden aşağıda dökümü yapılan bakiye harcın davacıdan alınmasına, Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.