
Esas No: 2015/10631
Karar No: 2017/1223
Karar Tarihi: 20.02.2017
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/10631 Esas 2017/1223 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
... adına Av. ... ile ... İth. İhr. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. aralarındaki dava hakkında Gebze 2. İş Mahkemesinden verilen 06.01.2015 günlü ve 2013/206-2015/13 sayılı hükmün, temyizen incelenmesi davacı Kurum avukatı tarafından istenilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü;
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 12. maddesine göre; hükmi şahıslara tebligat salahiyetli mümessillerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır. Aynı Kanunun 13. maddesine göre de, tebliğ yapılacak bu kişiler herhangi bir sebeple mutat iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde tebliğ orada hazır bulunan memur ve müstahdemlerinden birine yapılır.
25.01.2012 tarih ve 28184 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik"in 21. maddesinde ise; tüzel kişi adına, tebligatı kabul edecek kişi herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde bulunmadığı veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde olduğu takdirde tebliğin orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılacağı, kendisine tebliğ yapılacak memur veya müstahdemin tüzel kişinin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde vazife itibariyle tüzel kişinin yetkilisinden sonra gelen kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu kabil işlerle vazifelendirilmiş biri olması gerektiği, bunların da bulunmadığı tebliğ mazbatasında tespit edilmek şartıyla o yerdeki diğer memur veya müstahdemlerinden birine yapılacağı hüküm altına alınmıştır.
Hukuk Genel Kurulu"nun 14.12.2011 tarih ve 2011/21-882 Esas, 2011/767 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, Tebligat Kanunu"nun 13"üncü maddesinde, kendisine tebligat yapılacak şahısların derecelendirildikleri görülmektedir. Bir kere, hükmi şahıslar namına kendilerine tebligat yapılabilecek salahiyetli mümessiller mutat iş saatlerinde işyerlerinde bulundukları ve o sırada evrakı bizzat alacak durumda oldukları takdirde memur ve müstahdemlere tebligat yapılamaz. Saniyen, memur veya müstahdemlere tebligat yapılabilecek hallerde de, önce kendisine tebligat yapılacak şahsın, şirketin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde vazife itibariyle muhatap hükmi şahsın mümessilinden sonra gelen veya evrak müdürü gibi esasen bu işlerle tavzif edilmiş bir kimse olması böyle bir kimsenin bulunmaması halindedir ki (bu durum tebliğ mazbatasına derç edilmek suretiyle) o yerdeki diğer bir memur veya müstahdeme tebligat yapılabilir. Daha önce kendisine tebligat yapılması gereken
kimselerin bulunmadıklarını veya tebligatı bizzat alamayacak durumda olduklarının ispatı bakımından mazbatada yer alacak kayıt bilhassa önemlidir (E. Moroğlu, Makalelerim I, İstanbul 2001, s. 4-5).
Öncelikle davalı şirketin, Ticaret Sicilinde mevcut adresi sorgulanmak suretiyle tespit edilecek yasal adresine Tebligat Kanununun yukarıda bahsi geçen hükümlerine göre ve usulüne uygun şekilde hükmün tebliği, bu adrese tebligat yapılamadığı takdirde ticaret sicili adresine başkaca bir şey yapılmaksızın 7201 sayılı Kanunun 35. maddesi uyarınca tebligat yapılması ile temyiz süresi geçtikten ve gerektiğinde 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesinin 2. fıkrası gereğince, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 432. maddesindeki prosedür de işletildikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, temyiz itirazlarının, bu noksanlıklar giderilip dosya geldikten sonra incelenmesine, 20.02.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.