Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2016/5261 Esas 2018/253 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/5261
Karar No: 2018/253
Karar Tarihi: 29.01.2018

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2016/5261 Esas 2018/253 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davalı şirket ile site yönetimi arasında imzalanan eser sözleşmesi çerçevesinde yapılan işlerde eksiklikler tespit edilince, takibe konulan senetler hakkında tedbir kararı verilmesi, fazla ödemenin iadesi, borçlu olmadıklarının tespiti ve cezai şartın tahsili talepleriyle dava açılmıştır. Ancak, davada tüketici olmadığından tüketici mahkemesi görevli değildir. Taraflar arasındaki hukuki ilişki eser sözleşmesinden kaynaklandığından, asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu belirtilmiştir. Bu nedenle, yerel mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerektiği, bu kararın bozulduğu belirtilmiştir. Kanun maddeleri, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un \"amaç\" başlıklı 1. maddesi, \"kapsam\" başlıklı 2. maddesi ve 3. maddesi olarak belirtilmiştir. Kanun’un 3/e maddesi ise tüketiciyi tanımlamaktadır.
15. Hukuk Dairesi         2016/5261 E.  ,  2018/253 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Tüketici Mahkemesi

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

    - K A R A R -

    Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit, istirdat ve cezai şartın tahsili istemlerine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen hüküm, davacı vekili tarafından yasal süresi içinde temyiz edilmiştir.
    Davanın açıldığı 09.01.2014 tarihinde yürürlükte bulunan 4822 sayılı Yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun"un “Amaç” başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun 1. maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiş; Yasa"nın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. "Satıcı" kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar.
    Kanun’un 3/e maddesinde tüketici, “bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişi” olarak tanımlanmıştır. Bu tanımlamaya göre Yasa, hazır bir malı veya hizmeti satın alarak onu günlük yaşamında kullanan veya tüketen kişiyi korumaktadır. Bir başka deyişle Yasa kapsamına, dar kapsamlı mal ve hizmet ilişkileri olağan tüketim işleri alınmıştır. Aksi bir yorumun kabulü, üst düzey teknoloji ile gerçekleştirilen eser sözleşmesi ilişkilerinin dahi 4077 sayılı Yasa kapsamında kalmasını ve bunlardan kaynaklanan uyuşmazlıklara da tüketici mahkemelerinde bakılmasını gerektirir ki, bunun Yasa"nın amacına aykırı olduğu açıktır. Buna göre istisna
    sözleşmesinden doğan ilişkilere de 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun hükümlerinin uygulanması hukuken olanaklı değildir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 26.02.2003 gün ve 2003/15-127 Esas, 2003/102 Karar sayılı kararında bu husus belirtilmiştir.
    Görev; yargılamanın her aşamasında resen incelenmesi gereken bir dava şartıdır (HMK 1,114/1-c md). Somut olayda, davacı site yönetimi apartmanın ısı yalıtımı ve diğer bir takım eksikliklerin giderilmesi hususunda davalı şirket ile sözleşme imzaladığı, eksik ve ayıplı işlerin bulunması nedeniyle takibe konulan senetler hakkında tedbir kararı verilmesi, eksik ve ayıplı işler nedeniyle fazla ödemenin iadesi, borçlu olmadıklarının tespiti ve gecikmeden kaynaklanan cezai şartın tahsili talepleriyle eldeki davayı açmıştır. Taraflar arasındaki hukuki ilişki eser sözleşmesinden kaynaklandığından ve dava açıldığı tarihte 6502 sayılı Yasa yürürlükte bulunmadığından tüketici mahkemesinin görevli olduğundan söz edilemez. Davada asliye hukuk mahkemesi’nin görevli olması nedeniyle yerel mahkemece görevsizlik kararı yerine esas hakkında karar verilmesi yerinde görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
    Bozma sebebine göre diğer temyiz itirazları incelenmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 29.01.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.