23. Hukuk Dairesi 2013/90 E. , 2013/2267 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı, davacı vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili Av. ... ile davacı vekili Av. ..."un gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, taraflar arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, yapılan imalatın eksik ve ayıplı olduğunu, yapı kullanma izin belgesinin alınmadığını ileri sürerek, müvekkilinin eksiklikleri giderebilmesi için eksik ayıplı imalat giderim bedeli 8.000,00 TL"nin davalıdan reeskont faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 14.02.2011 tarihinde harcını yatırdığı ıslah dilekçesi ile talebini 73.271,00 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, iddia edilen eksikliklerin açık ayıp niteliğinde olduğunu, inşaatın 01.03.2003 tarihinde teslim edildiğini, davacı talebinin zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, inşaatın onaylı projesine uygun hale getirilmesi ve iskan alınabilmesi için 73.271,00 TL gerektiği, yargılama sırasında, verilen süreye rağmen davalı yüklenicinin inşaatı projeye uygun hale getirmediği gerekçesiyle, davanın kabulüne, eksikliklerin davalı namına giderilmesi için davacıya izin verilmesine, 73.271,00 TL"nin dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2) Dava, eksik, ayıplı imalat giderim bedelinin tahsili ve yüklenici namına ifaya izin verilmesi istemlerine ilişkindir. Davada, 818 sayılı BK"nın 97., TBK"nın 113. maddesi uyarınca nama ifaya izin istenmiştir. Bu tür taleple beraber alacaklının ifa edilecek işler yönünden avans istemesi de mümkün bulunmaktadır. Nitekim, davacı arsa sahibi önce bu yönde 8.000,00 TL"nin tahsilini istemişse de daha sonra bu talebini arttırarak 73.271,00 TL"nin tahsilini istemiştir. Bu hale göre nama ifa için belirlenen bedelin aynen hüküm altına alınması gerekirken faiz yürütülmesi yerinde olmamıştır.
Bunun yanı sıra, hangi bilirkişi raporuna atıf yapıldığı hüküm fıkrasında gösterilmeden mahkemece nama ifaya izin verildiği gibi alınan rapor da denetime uygun ve infazı kabil nitelikte değildir. Gerçekten de, hükme esas alınan raporda nama ifası gerçekleşecek işlerin hangileri olduğu yanında ne surette ve hangi yöntemle giderilecekleri teknik yönden izah edilmiş değildir.
Bu durumda, mahkemece, bilirkişi kurulu, inşaat mühendisi, mimar ve makine mühendisinden oluşturularak, ifaya izin verilen işlerin metrajları ve giderilme yöntemleri konusunda rapor alınıp itirazlar da karşılandıktan sonra belirlenecek sonuca göre bir hükme varılması ve hüküm altına alınan avans bedeline faiz yürütülmemesi gerekirken bu hususların nazara alınmaması doğru olmadığı gibi, kabule göre de, ıslah dikkate alınmaksızın tüm alacağa dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi, reeskont faizi talep edildiği halde yasal faize hükmedilmesi de yerinde görülmemiş, mahkeme kararının açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, davalıdan peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 990,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.