11. Hukuk Dairesi 2015/9619 E. , 2016/4560 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 05/05/2015 tarih ve 2015/162-2015/422 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosyanın incelenmesinde duruşma için gerekli tebligat giderinin yatırılmamış olması nedeniyle 6100 sayılı Kanun"un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK"nın 3156 sayılı Kanun ile değişik 438/1. maddesi gereğince duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili dava dışı limited şirket ortağının, şirket lehine yaptığı ödemenin payı oranında diğer ortaktan rücuen tahsili istemiyle başlattığı takibe davalının haksız itirazı nedeniyle takibin duruduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının yaptığı ödemelerin şirket borcunu mahsuben yapıldığını bu nedenle davacının davasını şirkete karşı açması gerektiğini, şirketin müvekkiline icra takibine konu alacaktan daha fazla miktarda kira borcu olduğunu savunarak, davacıdan kötü niyet tazminatı tahsilini ve davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; şirket adına ödeme yapan davacı ortağın alacağını ancak şirket tüzel kişiliğinden talep edebileceği, davalı ortağın şahsi sorumluluğu bulunmadığı bu nedenle davalıya pasif husumet düşmeyeceği, davacının ortak sıfatı ile T.T.K."nın 553 ve 555 maddesine göre tahsil edilecek paranın şirkete verilmesi yönünde dava açmadığı, bu yönde bir iddianın olmadığı, davanın reddi karşısında davacının icra inkar tazminatı talebinin ve davacının takibi yapmakta kötüniyeti ispatlanamadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin kamusal olmayan (maaş ve tazminat, muhasebe, ve şirket masrafları ile kayyım ücreti ve ticaret odası harcı adı altındaki) borç ödemelerine yönelik temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Davacı vekilinin kamusal borç (... ve vergi borcu) ödemeleri yönünden temyiz itirazlarına gelince; dava, limited şirketin borcunu ödeyen ortağın payına düşen kısmı aşan miktarın diğer ortaktan payı oranında tahsili istemine ilişkin olup, bir sermaye şirketi türü olan limited şirketlerde ortaklar açısından sınırlı sorumluluk ilkesi geçerlidir. Bu ilkenin bir sonucu olarak ortağın asıl borcu, taahhüt ettiği sermayeyi ödemektir. Sermaye borcunu tam olarak yerine getiren ortağın sorumluluğu sona ermektedir.
Türk Hukukunda ortaklar, limited şirketin borçlarından şahsen sorumlu değildirler. Ancak, sınırlı sorumluluk ilkesinin, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK"nın 532. maddesinde düzenlenen açığı kapama yükümlülüğü, 531. maddesinde hüküm altına alınan selef sıfatıyla sorumluluk gibi istisnaları da mevcuttur. Bu istisnalardan biri de kamu borçlarından dolayı sorumluluk halidir. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanun’un 35. maddesinde, limited şirket ortaklarının, şirketten tahsil imkanı bulunmayan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacağı ve bu kanunun hükmüne göre takibe tabi tutulacağı hükme bağlanmıştır. Ortağın anılan bu borcu, onun limited şirkete karşı taahhüt ettiği veya ödediği sermaye borcundan ayrı, bağımsız bir borçtur. Sorumluluk, sermaye payı oranıyla sınırlıdır.
Bu itibarla, mahkemece, davacı tarafından ödendiği kabul edilen vergi ve ... borçlarının ödeme yapıldığı tarihte şirketin ödeme gücü olup olmadığının belirlenerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 25/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.