17. Hukuk Dairesi 2016/16330 E. , 2018/10838 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, asıl davanın kısmen kabulüne ve karşı davanın reddine ilişkin verilen hüküm, davalılar-karşı davacılar ... ve ... vekili ile davacı-karşı davalı ... vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu aracın, davacının idaresindeki araca çarpmasıyla oluşan kazada, davacı aracının hasar gördüğünü, davacının bu kaza nedeniyle uğradığı maddi zarardan davalıların sorumlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.690,90 TL. maddi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalılar vekili, davaya konu kazanın davacının kusuru ile gerçekleştiğini, davalı sürücü kazada kusurlu olmadığından davacının tazminat isteminin reddi gerektiğini savunmuş; karşı dava olarak da, davalıya ait aracın hasara uğraması ve sürücünün yaralanması nedeniyle 6.250,00 TL. maddi ve 2.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte karşı davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile 3.000,00 TL. hasar bedelinin kaza tarihinden ve 690,90 TL. alacağın dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, fazla isteğin reddine; usulüne uygun biçimde açılmış bir karşı dava bulunmadığından, bu hususta
karar verilmesine yer olmadığına dair verilen hükmün, davalılar vekili tarafından temyizi üzerine, Dairemiz"in 21.03.2013 tarih, 2012/15617 Esas ve 2013/4053 Karar sayılı ilamı ile "davalı ... vekili tarafından açılan karşı dava yönünden, duruşma gün ve saatine kadar karşı dava dilekçesinin harçlandırılmadığı gerekçesiyle, usulüne uygun açılmış bir davanın bulunmamasından dolayı karşı dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de; basit yargılama usulünde, davalı cevap vermek zorunda olmadığından ve cevaplarını ilk oturumda (yazılı veya sözlü olarak) mahkemeye bildirebileceğinden karşılık davasını da ilk oturumda açabileceği; karşı dava yönünden davalı ... vekiline harç yatırılması için süre vermek gerekirken, yazılı gerekçeyle karşı dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin doğru görülmediği" gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; asıl davanın kısmen kabulü ile 3.000,00 TL. hasar bedelinin kaza tarihinden ve 690,90 TL. alacağın dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, fazla isteğin reddine; ispat edilemeyen karşı davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalılar-karşı davacılar ... ve ... vekili ile davacı-karşı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince yapılan yargılamada toplanan delillerin takdirinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; özellikle, konusunda uzman bilirkişi tarafından oluşa ve dosya kapsamına uygun olarak düzenlenen rapordaki kusur tespitinin benimsenmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre; davalılar-karşı davacılar ... ve ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Asıl dava, trafik kazası sonucu oluşan araç hasar bedeli ile tespit giderlerinin tahsili; karşı dava ise, araç hasar bedeli ile cismani zarar nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkeme tarafından bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, davaya konu kazada asıl dava davacısı ..."nın kusurunun bulunmadığı ve davalı ..."un tam kusurlu olduğu gerekçesiyle, karşı davadaki maddi ve manevi tazminat istemi yerinde olmadığından, karşı davanın reddine karar verilmiş; reddolunan karşı dava yönünden, karşı dava davalısı ... lehine vekalet ücretine hükmedilmemiştir.
Karşı davanın esasının karara bağlandığı ve davanın esastan reddine karar verildiği halde, davada kendini vekille temsil ettiren karşı davalı ... lehine vekalet ücretinin hüküm altına alınmaması doğru değil bozma sebebi ise de; bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, hükmün 6100 sayılı HMK"nun geçici 3/II. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK’nın 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalılar-karşı davacılar ... ve ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı-karşı davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 8. bendinden sonra gelmek üzere "karşı davanın reddi nedeniyle, karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT"nin 8, 10/4 ve 13. maddesi hükümlerine göre, maddi tazminat yönünden 1.800,00 TL. ve manevi tazminat yönünden 1.800,00 TL. olmak üzere 3.600,00 TL. vekalet ücretinin, karşı davacı ..."tan tahsili ile karşı davalı ..."ya verilmesine" cümlesinin eklenmesine ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA;
aşağıda dökümü yazılı 258,82 TL kalan onama harcının temyiz eden davalılar-karşı davacılar ... ve ..."dan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı-karşı davalı ..."ya geri verilmesine 19/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.