Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/10207 Esas 2016/4551 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/10207
Karar No: 2016/4551
Karar Tarihi: 25.04.2016

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/10207 Esas 2016/4551 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, tescilli \"...\" ibareli markalarının sahibidir ve davalıların \"... \" adıyla bir işletme açtığını iddia ederek, işletmede \"...\" ibaresinin kullanılmasının durdurulmasını talep etmiş ve dava etmiştir. Mahkeme, davacının marka tescilinin asli unsurunun \"...\" ibaresi olduğunu ve davalının kullanımının davacının marka hakkına tecavüz oluşturduğunu belirlemiş ve davalıların işyerinde \"...\" sözcüğünü tek başına ya da öne çıkarılacak şekilde kullanmalarının durdurulmasına, bu şekildeki kullanımı içeren tabelalar ile broşür, el ilanı, menü ve benzeri reklam materyaline el konulmasına ve imhasına karar vermiştir. Karar, yargıtay tarafından incelenmiştir ve infazda tereddüt oluşturacak şekilde bir ibare kullanıldığı gerekçesiyle düzeltilerek onanmıştır. Kanun maddeleri de kararda belirtildiği gibi 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun'un 9 ve 61. maddeleridir.
11. Hukuk Dairesi         2015/10207 E.  ,  2016/4551 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ : ...FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasında görülen davada ...Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 21/04/2015 tarih ve 2014/164-2015/86 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

    Davacı vekili; müvekkilinin tescilli “...” ibareli markalarının sahibi olduğunu, marka tescilleri kapsamında 43. sınıftaki hizmetlerin de bulunduğunu, davalıların ise “...” adıyla bir ... işletmeye başladıklarını, davalının bu eyleminin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkili tarafından kullanımın sonlandırılması istemiyle gönderilen ihtarnameye rağmen sonuç alınamadığını, ileri sürerek davalıların işletmelerinde “...” ibaresini kullanmasının durdurulmasını, “...” ibaresini taşıyan tabela, tanıtım broşürü, el ilanı, menü ve benzeri materyale el konularak imhasını talep ve dava etmiştir.
    Davalılar vekili; davacının markası ile müvekkilinin “... ...” biçimindeki kullanımı arasında karıştırma ihtimali bulunmadığını, halkın bu işaretler arasında bir bağlantı kurmayacağını, ayrıca müvekkillerinin lisans sözleşmesi gereğince “... ...” markasını kullandıklarını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacının marka tescilinin asli unsurunun “...” ibaresi olup davalının "... ...", "......" biçimindeki kullanımlarında yer alan “...” ibaresi de aynı şekilde asli ve ayırt edici unsur niteliğinde olduğu, davalı kullanımında yer alan diğer ibarelerin tali unsur özelliği taşıdığı, bu durumda davalı tarafın kullanımının 556 sayılı kanunun 9 ve 61. maddeleri çerçevesinde davacının marka hakkına tecavüz oluşturduğu, davalı tarafın dayandığı “......” markasıyla ilgili ibraz edilen lisans sözleşmesinin davanın açıldığı tarihten sonra yapılmış olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile davalıların işyerinde, “...” sözcüğünü tek başına ya da öne çıkarılacak şekilde kullanmalarının durdurulmasına, bu şekildeki kullanımı içeren tabelalar ile broşür, el ilanı, menü ve benzeri reklam materyaline el konulmasına ve imhasına karar verilmiştir.
    Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
    1- Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    2- Dava, marka hakkına tecavüzün durdurulması istemine ilişkin olup, mahkemece, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, mahkemece, davalıların eyleminin davacının marka hakkına tecavüz oluşturduğu tespit edilmesine rağmen, hüküm fıkrasında infazda tereddüt oluşturacak şekilde, 14/01/2015 tarihli bilirkişi raporuna atıf yapılarak hüküm kurulmuş olması doğru olmamış, kararın bu yönden bozulması gerekmiş ise de yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın anılan yönden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün (1.) fıkrasında yer alan “ve 14/01/2015 tarihli bilirkişi raporunda görüntülenen” ibaresinin hükümden çıkarılmasına, kararın bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 25/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.