12. Ceza Dairesi 2016/9896 E. , 2018/4780 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hüküm : TCK’nın 89/1, 22/3, 89/3-b, 62/1, 52/2-4,53/6.maddeleri
uyarınca mahkumiyet
Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre katılan vekilinin ve sanık müdafiinin sair itirazlarının reddine, ancak;
Sanığın özel bir tıp merkezinde göz operatörü olarak görev yaptığı,11.08.2009 tarihinde, 55 yaşındaki katılan ...’ın her iki gözüne yaptığı katarakt ameliyatından bir gün sonra hastanın taburcu edildiği, 13.08.2009 tarihinde hastanın ağrı şikayeti ile hastaneye geldiği, sanık doktorun yaptığı muayene sonucunda sağ gözde, ağır göz içi iltihaplanması (endoftalmi) şüphesi ile hastayı özel ambulans ile Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesine sevk ettiği, burada yapılan muayeneler sonucu hastanın kendi isteği ile 14.08.2009 tarihinde taburcu olup, 15.08.2009 tarihinde Ankara Dünya Göz hastanesine yatışının yapıldığı, ağır göz içi iltihaplanması tespit edilen hastaya vitrektomi yapıldığı, hastanın sol gözünde gelişen endoftalmi etkeni olarak Pseudomonas adlı bakterinin ürediğinin tespit edildiği, Dünya Göz hastanesinde 25.02.2010 tarihine kadar, aralıklı olarak yapılan tüm tedavilere rağmen, hastanın her iki gözünde tam görme kaybı oluştuğu olayda;
1-Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Kurulu’nun 16.01.2012 tarihli raporun “Sonuç” kısmının (1) nolu bendinde “....aynı anda her iki göze katarakt ameliyatının yapılmasının tıp kurallarına uygun olmadığı...” (2) nolu bendinde ise “...her iki gözde tam görme kaybına yol açan endoftalminin ameliyat koşullarından kaynaklandığına...” ilişkin görüşü karşısında; katılanda meydana gelen her iki gözdeki tam görme kaybının “ hekimin hatalı uygulaması sonucu her iki göze aynı anda ameliyat yapılması nedeni ile mi; ameliyat koşullarının steril olmamasından mı; taburcu edildiği süreçte dış koşullardan mı meydana geldiği ” hususları ile “ameliyat koşullarından meydana gelmiş ise ameliyathanenin, ameliyatta kullanılan ekipmanın hijyenik, steril olmalarının sağlanmasına ilişkin yükümlülüğün kimde olduğu net bir şekilde araştırılarak, belirsizliğin giderilmesi ” ile birlikte, Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu"ndan rapor alınmasından sonra, sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi,
2-Koşulları oluşmadığı halde sanığın atılı suçu bilinçli taksirle işlediğinden bahisle TCK"nın 22/3. maddesi uygulanarak sanık hakkında fazla ceza tayini,
Kabul ve uygulamaya göre de:
3-TCK"nın 50/4. maddesinde “ taksirli suçlardan dolayı hükmolunan hapis cezasının uzun süreli de olsa, diğer koşulların varlığı halinde adli para cezasına çevrilebileceği, ancak, bu hükmün, bilinçli taksir halinde uygulanmayacağı” belirtilmiş olmasına karşın, meydana gelen olayda bilinçli taksirle hareket ettiği mahkemece de kabul edilen sanık hakkında hükmedilen uzun süreli hapis cezasının paraya çevrilmesi,
4-TCK"nın 53/6. maddesinde, belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkumiyet hâlinde, üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere, bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebileceği, ancak mahkemece güvenlik tedbirlerine karar verilmesinde de TCK"nın 3. maddesinde düzenlenen adalet ve orantılılık ilkesinin gözetilmesi gerektiği nazara alınmaksızın sanık hakkında TCK"nın 53/6. maddesi gereğince hakkaniyete aykırı olarak 12 ay süre ile doktorluk mesleğini yapmaktan yasaklanmasına karar verilmesi,
5-Adli para cezasının TCK"nın 52/4 maddesi uyarınca taksitlendirilmesinde taksit aralığı gösterilmeyerek 5275 sayılı Yasanın 98 maddesi bağlamında cezanın infazı sürecinde duraksamaya yol açılması,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 24.04.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.